12 Ağustos 2013 Pazartesi

UYANIŞA ÇAĞRI Basın Bildirisi, 12 Ağustos 2013

Uyanışa Çağrı, Basın Bildirisi, 12 Ağustos 2013 

Ergenekon Davası 5 Ağustos 2013 günü sona erdi. Hukukun tüm ilkeleri çiğnenmiş, sahte dijital deliller davanın esası olmuş, savunma hakkı yok edilmiş, Danıştay cinayeti sanıkları aklanırken elinde kaleminden başka bir şeyi olmayan aydınlar ‘cebir ve şiddetle hükümeti yıkmak’ mahkum edilmişlerdir.

Silivri kararlarını tanımıyoruz


Bizler, Türk Milletinin milletvekilleri olarak teröristleri tanık diye kabul eden, canileri beraat ettiren, yurtsever aydın ve komutanları ise dayanaksız biçimde mahkum eden Silivri mahkemesinin kararlarını tanımıyoruz.

Çünkü, her şeyden önce, mahkumiyet kararları veren mahkemenin kendisi, hukuken yok hükmündedir. Bu, yalnızca Ergenekon Davası’nın görülmesi için devam ettirilmiş bir Özel Yetkili Mahkeme’dir. Yargının siyasallaşmasının en uç son örneği olan bu mahkemede adeta düşman hukuku uygulanmış, “Türk Milleti adına” verildiği iddia edilen kararlar Türk Milletinin vicdanını çok ağır bir şekilde yaralamıştır. İktidar, güvenlik güçleri eliyle yalnızca duruşma salonunu değil yolları ve tarlaları kuşatma altına alarak, duruşmanın aleniyetini ortadan kaldırmıştır. Duruşmayı izleme yasağı, anayasal seyahat hakkının açıktan açığa gasp edilmesine ve ülke genelinde fiili sıkıyönetim ilanına dönüşmüştür.

Savrulan tehditler, faşist diktatörlüğün ayak sesleridir.

Şimdi iktidar, anti-demokratik uygulamalarına karşı direnen, boyun eğmeyen her kesimi, intikam yargılamalarına dahil etmeye çalışmaktadır. Hedef tahtasına da Cumhuriyet Halk Partisi’ni yerleştirmiş durumdadır.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Ergenekon Davası’nda verilen kararın meşruiyeti yoktur” diyen Genel Başkanımız Kemal KILIÇDAROĞLU’nu “beğenmediğin mahkemelerin huzuruna çıkmak durumunda kalabilirsin” diyerek tehdit edebilmektedir. Mehmet Ali Şahin, yalannamelerle mahkum ettikleri milletvekillerimizin “CHP’den ihraç edilmesi gerek”tiğini söyleyebilmektedir. Gericiliğe, din istismarına, rantçılığa, baskı ve zulme karşı başkaldıran Gezi Direnişi’nde, daha fazla gencin katledilmesini ve yaralanmasını önlemek için saldırılara kalkan olan milletvekillerine soruşturma açılmaktadır.

Bütün bu tehditler, hak – hukuk, demokrasi – sandık çığlıkları içinden yükselen faşist diktatörlüğün ayak seslerinden başka bir şey değildir. Özü ve yönü açığa çıkmış olan bu iktidarın hiçbir tehdidine boyun eğmeyeceğimizi, faşizme geçit vermeyeceğimizi ilan ediyoruz.

İntikamcı iktidarlar “demokratik anayasa” yapamaz


AKP yasamayı adeta askıya almış, yargıyı emrine çekmiş, basın – yayın kurumlarını felç etmiştir. Şimdi, ana muhalefet partisi başta olmak üzere tüm yasal siyasal yapıları tehdit etmektedir. Böyle bir iktidar, üstelik PKK ile müzakereler temelinde iş görerek, anayasa yapmaya çalışmaktadır.

AKP’nin “Demokratik Anayasa” yapmak gibi bir niyeti de, bunun için açık ve demokratik bir toplumsal uzlaşma sağlama şansı da yoktur. ‘Mazlum AKP’ maskesi düşmüş, sinsi gerçek ortaya çıkmıştır. Bize düşen görevin, ülkemizi tehdit eden karanlık Anayasa Oyunu’nu halkımızın ve dünya kamuoyunun gözleri önüne sermek olduğu inancındayız.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz. 

Gürkut Acar Antalya Milletvekili 
Dilek Akagün Yılmaz, Uşak Milletvekili 
Birgül Ayman Güler, İzmir Milletvekili
Süheyl Batum, Eskişehir Milletvekili 
Şevki Kulkuloğlu Kayseri Milletvekilli 
Nur Serter, İstanbul Milletvekili



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder