13 Kasım 2013 Çarşamba

BU ÖZELLEŞTİRME HİKAYESİ NEYİN NESİ?


Birgül AYMAN GÜLER 

CHP İzmir Milletvekili 
 
Özelleştirme uygulamaları 1984 yılında başladı; 1986 yılından itibaren yükseldi; AKP iktidarlarında tavan yaptı ve hala devam ediyor.

Özelleştirme yanlısı hükümetler bir düzine gerekçe saymışlardı; ama hiçbiri, “özelleştirmeleri borçları ödemek amacıyla yapacağız” dememişti. Oysa şimdi, 30 yıl sonra, özelleştirme gelirlerinin borçların ödenmesine hasredildiği görülüyor.

Ama bu da kayda değer bir iş olmamış. Çünkü elde avuçta ne varsa satılmış; elde edilen gelirin neredeyse üçte biri bu malları satılabilir hale getirme işine harcanmış. Borç ödemelerine geri kalan üçte ikilik kısım gitmiş.
  1. Özelleştirmelerden 1986 – 2013 arası otuz yılda toplam 57 milyar dolar gelir elde edilmiş; ama bunun yalnızca 36,4 milyar doları Hazine’ye gelir olarak aktarılmış. Giderin % 68’i. 
  2. Kurumlar satılabilsin diye toplam 16 milyar dolar harcanmış. Giderin % 31’i. 
  3. Özelleştirme işlemleri sırasında da 600 milyon dolar para dökülmüş. Giderin % 1’inden fazla. 
Özelleştirebilmek için harcanan para hiç yabana atılır değil. Eldeki malı satabilmek için gelirin üçte biri kadar harcama yapmak gerekmişse, "özelleştirmenin faydaları” iyiden iyiye tartışmaya değer bir konuya dönüşmüş demektir: Sahi, durum böyle ise biz bu özelleştirme işini neden yaptık?

Hükümetler, özelleştirme gelirleriyle altyapı yatırımlarının finanse edileceğini ilan etmişlerdi. Böylece özel sektör üretimi şahlanmak için en uygun zemini bulmak olacaktı. Ama süreç sonuna geldiğinde, bu da gerçekleşmedi. Çünkü bunu yapacak Kamu Ortaklığı Fonu 2001 yılından itibaren ortadan kaldırıldı. Böylece “özelleştirme gelirleriyle baraj, otoyol, içmesuyu gibi altyapı yatırımlarını finanse edeceğiz” sözü, “resmi olarak tutulmayan sözler” listesinin başına yerleşti.

Sonuçta, masraflardan sonra elde kalan para Hazine’ye devredilmiştir. Hazine’nin bu parayı borç ödemelerinde kullanmasına ilişkin bir yasal koşul da getirilmiştir. Nitekim Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın para devri, kayıtlarda “Hazinenin iç ve dış borç ödemelerinde kullanılmak üzere Hazine hesaplarına intikal ettirilen tutar” olarak yer aldı. Özelleştirmeden elde kalan para yeni yatırımlara değil, borçların kapatılmasına gitmiştir.

Ne var ki, bu açıdan yaraya gerçekten merhem olduğunu söylemek de pek güçtür. İç ve dış borçlar 2002 yılında 257 milyar dolardı; 2012 yılında 563 milyar dolara yükseldi. Bu tutarlar karşısında 36 milyar dolarlık borç ödemesinin hükmü pek güdük kalmıştır. Kısacası özelleştirmecilik, Türkiye’nin borçlarını kapatmaya da yaramış görünmüyor.

Durum buysa, koskoca bir ülkenin 30 yılını meşgul eden bu özelleştirme hikayesi neyin nesi?



  1986 - 2013 (Ekim) : Özelleştirme Fonu’nun Rakamları
ÖZELLEŞTİRME GELİRLERİ
50.941.344.898
HAZİNEYE AKTARIMLAR
36.422.074.954
68,38
TEMETTÜ GELİRLERİ
4.695.555.661
İLGİLİ KURULUŞLARA AKTARIM
3.180.378.984
5,97
FAİZ GELİRLERİ
843.441.398
İSTİHDAM ÖDEMELERİ
519.057.482
0,97
TEMİNATIN NAKTE ÇEVRİLMESİ
449.019.103
SERMAYE ÖDEMELERİ
6.794.936.789
12,76
ŞARTNAME GELİRLERİ
25.964.725
BORÇ ÖDEMELERİ
5.736.201.489
10,77
DİĞER GELİRLER
147.118.038
İLAN-REKLAM-DANIŞMALIK GİDER
203.522.604
0,38
TOPLAM GELİRLER
57.102.443.823
DİĞER GİDERLER
250.978.333
0,47
İDARİ BÜTÇEYE AKTARIMLAR
154.200.755
0,29
TOPLAM GİDERLER
53.261.351.390
100,00


1 yorum:

  1. http://www.ulusalkanal.com.tr/bu-nasil-ozellestirme--%E2%80%9Ckimin-malini-kime-nicin-ve-nasil-satiyorsunuz%E2%80%9D-makale,1617.html

    YanıtlaSil