27 Mayıs 2014 Salı

BİR ÇAĞRIYA YANIT


Prof. Dr. Birgül AYMAN GÜLER
İzmir Milletvekili

“Çağrımız kendini “milletin vekili” olarak görenlere: Meclis'i boşaltın, AKP'yi susturun" başlıklı kampanyadan, Sol Haber Sitesi’nde okuduğum iki ayrı yazıyla haberdar oldum.

Okuduğum çağrı metni tarihsizdir; belirttiğim sitede yayım tarihi 20 Mayıs 2014 olan metin şudur:
Milletvekillerini göreve çağırıyoruz.
AKP'nin herhangi bir meşruiyeti kalmadı. Bu hükümet durmaksızın suç işliyor, halkı aşağılıyor, Türkiye'yi zehirliyor...
Kural, yasa, vicdan tanımayan bu hükümet varlığını TBMM'ye borçlu.
TBMM üyeleri Erdoğan ve arkadaşlarının hesap vermesinin önünü açmalıdır. Bunun yolu artık sadece istifadan geçer. Milletvekilleri bu ortamda geriye kalan tek görevlerini yerine getirmeli, istifa etmelidirler.
Çağrımız kendini “milletin vekili” olarak görenlere: Meclisi boşaltın, AKP'yi susturun!
Çağrının temeli, “AKP Hükümeti varlığını TBMM’ye borçludur” saptamasına dayandırılmıştır. Çağrıya göre “Erdoğan ve arkadaşlarının hesap vermesinin önünü açmak” için TBMM üyelerinin istifa etmeleri, bu yolu açmanın “artık sadece” tek yolu olarak kalmıştır. Çağrının bir erken seçimi hedeflediği açıktır. Meclis aritmetiğinin ötesinde kitlesel bir istifa gerçekleştiği varsayılsa, bunun sonucu erken genel seçimden ibarettir.

Çağrının dile getirildiği dönem, Cumhurbaşkanlığı seçimi dönemidir. Cumhurbaşkanlığı seçiminin takvimi, Yüksek Seçim Kurulu tarafından 12 Nisan’da kararlaştırılmış ve 15 Nisan 2014 günü Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yani çağrının yapıldığı tarihte, bu seçimin tarihleri bir aydan fazla bir süredir bellidir.

Türkiye, tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanı için sandık kuracaktır. Bu sandıkla birlikte, parlamenter rejim terk edilmektedir. Adım atılan rejim ise, özellikleri tanımlanmamış bir “başkanlık rejimi”dir.

2007 yılında 11. Cumhurbaşkanı’nın sandıktan çıkması öngörülerek yapılmış olan bu anayasa değişikliğine sahipleri uymamış ve her türlü tutarlılığı boş verip sandığı yedi yıl sonraya ertelemişlerdi. O tarihte bu değişikliği, bazı küçük destekçilerle birlikte AKP istemişti. Değişiklik TBMM’nden yalnızca 377/550 katılımcı milletvekilinden 376'sının ‘olur’unu alarak; Anayasa Mahkemesi’nden 6/11 oyla uygun görülerek, tüm seçmenin ise % 45'inden ‘evet’ alarak yapılmıştı. Şimdi girdiğimiz seçim takviminde, bu uzlaşmadan uzak çürük zemine aldırış edilmeksizin, 10 Ağustos’ta yapılacak ilk tur seçime çok yaklaşılmıştır.

Böyle bir zaman diliminde, elbette muhalefet milletvekillerini öncelikle hedefleyerek, TBMM'nin işlevsiz olduğu inancıyla “meclisi boşaltın” çağrısı yapmak, ister istemez, “parlamenter rejim işlemiyor, çözüm başkanlık rejimindedir” görüşünü savunan AKP cenahını desteklemek anlamına gelmektedir.

Çağrı sahiplerinin böyle bir amaçları var mı bilmiyoruz. Çünkü çağrılarında parlamenter rejim – başkanlık sistemi konusuna değinmiyorlar. Halihazırda takvimi işleyen Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olarak da hiçbirşey demiyorlar.

AKP hükümetine ilişkin değerlendirmelerden ayrı olarak, Çağrı'nın zamanı talihsizlik ölçülerinde yanlıştır.

Bu çağrı, yapıldığı dönem nedeniyle amacına aykırı sonuçlara destek vermek durumuna düşmüştür.

Bu nedenle, kendini “Türk milletinin vekili” olarak gören ve günümüzün ivedi görevinin meclisle birlikte 'başkanlık rejimi' zorlamalarının püskürtülmesi olduğunu düşünen bir TBMM üyesi olarak, sözkonusu çağrıyı tarihsel nitelikte siyasal bir hata olarak değerlendirdiğimi kamuoyuna saygıyla duyururum.

Birgül Ayman Güler, İzmir Milletvekili, 26 Mayıs 2014


2 yorum:

  1. AKP hile ile iktidar olup, 12 yıldır memleketin anasını ağlattı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru, yine aldatma yoluyla başkanlık rejimine yelken açmış durumda.

      Sil