13 Haziran 2015 Cumartesi

HDP ile KARDEŞİ DBP

Prof. Dr. Birgül AYMAN GÜLER


HDP, Halkların Demokrasi Partisi’nin bir kardeşi var: Demokratik Bölgeler Partisi, kısası DBP.

O da eşbaşkanlı. İkisi birlikte, demokrasiyi birey-yurttaş temelinde ve ülke genelinde değil, “halklar” ve “bölgeler” üzerine inşa edeceklerini seçtikleri adlarla ilan ediyorlar.

Şimdi baş rol HDP’de.

HDP, Türkiye’de anayasa ve siyasal rejimi “halklar”, yani milliyet, etnik topluluk, ulusal azınlıklar temelinde değiştirmek için uğraşıyor. Kısacası etnikçiliği, güney doğu Anadolu bölgesinden çıkarıp tüm ülkeye yayıyor.

Amacı şu: Anayasa değiştirilsin, etnik topluluklar siyasal kimlik olarak kabul edilsin, anadiller resmi dil olsun, eğitim-yargı başta yaşamın tüm alanları “çok-milliyetli” hale getirilsin. Bunun için “Türk vatandaşlığı” ve Türkçe’nin resmi dil olması engel; bu engel anayasadan çıkarılacak.

Çıkarılacak sözcükler konusunda 2012 yılında AKP ile anlaşmışlardı; CHP yönetimi de bu anlaşmayı uygun bulmuştu. Ama olmadı, Anayasa’yı değiştiremediler.

Şimdi, Haziran 2015 seçimlerinin hemen ardından, belli başlı çıkar çevreleri “çözüm süreci”ne göre koalisyon derlerken, hiç kuşkunuz olmasın, anayasayı bu yönde değiştirme gücü yakalamaktan söz ediyorlar. HDP’nin ardından bakan Kandil-HPG, “silah bırakmak da neymiş, önce çözüm sürecini tamamlayın bakalım” derken, anayasadan söz ediyor.

HDP bütün bu süreçte, “milleti bakımından bölünmez bir bütün” olan Türkiye’yi yurttaşları bakımından bölme hedefi güdüyor. Böylece ulusal devlet yerine milliyetler devleti yaratabilecek.

Kardeş DBP beklemekte.

Yedekte bekleyen DBP, şimdilerde köşeye çekilmiş, kardeşinin ne kadar mesafe alacağına bakıyor. Öyle ya, “millet” yerine “milliyetler devleti” getirildiğinde bu rejim nasıl örgütlenecek? Bunun bir şekilde toprağa yerleştirilmesi gerekir. Bir şekilde bedene kavuşturulması gerekir.

Kardeş DBP, milliyetler devleti kurulması için ipin ucu göründüğünde, büyük ve yaratıcı çözüm gücü olarak sahnenin önlerine doğru yürüyecek. Ülke bölgelere ayrılsın, bölge idareleri kurulsun; anayasanın tanıdığı “etnisiteler”in anadilleri, artık her biri siyasal kimlik sahibi olduğuna göre, bir bölgede hangi etnisite çokluk ise onun anadili o bölgede resmi dil olsun.

Zaten büyüklerinden BDP, 2012 yılında TBMM’nde kurulmuş olan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na bu önerileri resmi olarak vermişti. Hazırlık hiç yok değil.

DBP, “ülkesi bakımından bölünmez bir bütün” olan Türkiye’yi toprağı bakımından bölme hedefi, yani eyaletler devletinin ortaya atılması için hazırda bekletiliyor.

Atlantiğin iki yakasında heyecan var.

Atlantik dünyasının iki yakası da HDP’yi seviyor. Zamanı gelince kardeşini de sevecek. Atlantiğin iki yakası, ABD ile AB, Irak’a olduğu gibi, dünyanın her köşesine barış, özgürlük ve demokrasi götüren çağdaş merkezler. HDP de kardeşi de zaten barış ve demokrasinin partileri! Kardeşi henüz çok küçük, ama HDP büyüdü ve Diyarbakır’dan yola çıkıp İstanbul finans-medya çatıları üzerinden Brüksel ve Washington’a uzanmış durumda.

Avrupa Birliği’nin HDP sevgisi en çok “milliyetlere özerklik” hedefine bağlanmış görünüyor. ABD’nin sevgisi ise, kardeş DBP ile birlikte “etnik bölgelere özerklik” çerçevesinde daha da kabaracak gibi. Etnik bölgeler/eyaletler hayali, Atlantik’in iki yakasında besbelli, çok heyecan yaratıyor.

Yüz yıl önce yine böyle heyecanlı idiler. Muradları gerçekleşmedi. Bu heyecanı bir yüzyıllığına daha erteletme mücadelesini sürdürmek de bizim için onurlu bir iş olacak.

[BAG, Yeni Adana, 15 Haziran 2015]


 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder