3 Ağustos 2015 Pazartesi

"ADRES TBMM", İYİ AMA NEDEN?


CHP'nin yönetiminden bir grup, önce Sezgin Tanrıkulu sonra AKP'nin bürokrasisinden geçirme Murat Özçelik, ısrarlı biçimde bir şey söylediler. Şimdi, onların söylediklerini başka biri yineledi. Basında yer alan haberin ilgili kısmı şöyle:
"Bu devasa sorunun Kürt sorununun çözüm adresi TBMM´dir" diyen Levent Gök, ... CHP .... bu sorunun mutlaka demokrasi insan hakları temel hak ve hürriyetler ve en ileri ülkelerde uygulanan en ileri fikirler ne ise o görüşler çerçevesinde çözülmesinden yanadır..... bu sorunu ancak CHP´nin çözeceğine ifade ediyoruz" ifadelerini kullandı."
Bu kısa paragrafta CHP adına dile getirilmiş dört kritik politika cümlesi yer alıyor.

(1) Sorunun adı "Kürt sorunu"dur.
(2) Çözüm adresi TBMM'dir.
(3) Çözümün çerçevesi (1) demokrasi, (2) insan hakları, (3) temel hak ve hürriyetlerdir.
(4) Referans, en ileri ülkelerde uygulanan en ileri fikirlerdir.

En çok gözden kaçan cümleden başlayalım. İkincisinden...

Çözümün adresi neden TBMM'dir?

Yani Hükümet değil! Yürütme organı değil.

Askeri -sivil bürokrasi, yatırım - hizmet bakanlıklarıyla yönetim aygıtı da değil.

TBMM... Yasama organı...

Yani görevi (1) yasa yapmak, (2) anayasa değişikliği yapmak olan meclis.

Demek ki, CHP'nin tepesindeki grup, "çözüm"den yasa - anayasa değişikliği yapmayı anlıyor.

Peki nasıl şeyler yapılacak?

Sorunun adını "Kürt sorunu" koymuş ve çözümü "demokrasi - insan hakları - temel haklar" çerçevesi diye de belirlemiş.

Demek ki, sorun etnik kimlik sorunu.

Ve CHP de etnik özellikleri tatmin edici düzenlemeler yapacak.

İyi ama, bunlar bireysel hak ve hürriyetler zemininde zaten yapıldı. Yasalar çıkarıldı.

Yargılamada etnik dil serbestliği, siyasal propagandada etnik dillerin kullanılmasına serbestlik, etnik dillerde öğrenim verecek okullara serbestlik, medyada etnik dillerde yayına serbestlik....

Hatta Kılıçdaroğlu "Yerel Yönetimler Özerklik Şartının tüm çekincelerini kaldıracağız" derken, AKP toplam 10 çekinceden 8'ini, yerel yönetim yasalarındaki değişikliklerle yasal -fiili olarak ortadan kaldırmış bulunuyordu.

Geriye kalan iki çekince idari ve mali federalizm anlamına geliyor; Anayasa'da üniter devlet ilkesi durdukça bunları yasayla yapmak mümkün değil. İlla Anayasa değişikliği yapmak gerek.

Kılıçdaroğlu adına genel başkan yardımcılarının elinde dolaştırılan "17 maddelik çözüm" garabeti AKP tarafından tüketildi.

O halde CHP'nin, Kılıçdaroğlu adına Tanrıkulu - Özçelik menşeli çözümcü grubu, "çözüm yeri TBMM'dir" diyerek ne yapmak istiyor?

Bu yönetim kliği, asıl yapılmak istenen iş için yol temizliyor.

Anayasa değişikliği için...

Etnik kimlikleri, bireysel hakların ötesinde, "kollektif topluluk hakları"na dayandıracak bir milliyetler devleti kuracak anayasa değişikliği için....

Buna CHP seçmenini hazır etmek için....

Vakit dolunca, "ama çözüm TBMM'de olur diyen bizdik! TBMM müzakereleri de buna karar verdi!" diyebilmek için....

Ve elbette böylece.... En ileri ülkelerdeki en ileri fikirlerin izinde, Türk vatandaşlığını TCV -Türkiye Cumhuriyet, Vatandaşlığı yaparak, ulusal devleti tarihe gömerek "halklar/milliyetler devleti"nin kapısını açmak için...

En ileri ülkelerdeki en ileri fikirler çerçevesinde.... oyun sürüyor...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder