29 Ekim 2014 Çarşamba

Bulanık Suda Balık Avlamak


CHP, 2015 siyaset bildirisi hazırlayacak. Avrupa Konseyi'nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nın (AYYÖŞ) vaatler arasında yer alacağı görülüyor.

*
Kimi zaman "iktidara gelince bu Şart'ı kabul edeceğiz"sözü sarf ediliyor.

Ne var ki AYYÖŞ, Türkiye tarafından 1988'de imzalandı; 1991'de TBMM tarafından onaylandı; Nisan 1993'de yürürlüğe girdi. Şart 21 yıldan bu yana yürürlükte bulunuyor. Demek ki ya bu söz yanlışlıkla söyleniyor ya da "Şart'ı kabul edeceğiz" sözünün hukuksal bir anlamı yok, bu bir "siyasal ima". Ama seçim vaadi imada bulunarak yapılmaz. O halde bu söz bir yanlıştan ibaret.

*
Kimi zaman da "iktidara gelince Şart'ın çekincelerinin tümünü kaldıracağız" deniyor.

Türkiye 1993'te Şart'ı onayladı ama 10 paragrafını (hükmünü) uygulama konusunda söz vermedi. Kamuoyu bunları "çekince" diye biliyor. Şart'ın şu hükümlerini uygularım, şu hükümlerini uygulamam deme hakkı, tüm imzacı devletlere tanınmış bir hak. Türkiye de bu hakkı kullanmış durumda.

Biz ülke olarak şunları uygulamayacağız denen paragrafları uygulamaya karar vermek her zaman mümkün. Nitekim bu işlemi yapma yetkisi, Şart'ı onayladığımız yasa tarafından Bakanlar Kurulu'na verilmiş bulunuyor. TBMM gündemine getirilmesine gerek yok. Bakanlar Kurulu herhangi bir toplantısında bu kararı verebilir. Şimdiye kadar böyle bir karar verilmedi.

Verilmedi ama, AKP hükümetleri 2005 yılı civarında çıkardığı yasalarla, aslında sözkonusu 10 hükümden 8'ini uygulamaya koydu. Bunları 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasası, 5393 sayılı Belediye Yasası, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Yasası gibi yeni yasalarda getirdiği düzenlemelerle gerçekleştirdi. Şu anda bunları Bakanlar Kurulu'na getirmek bir prosedürden ibaret.

Muhalefet olarak "çekincelerin tümünü kaldıracağız" demek yerine AKP iktidarına "çekinceleri yasalarla kaldırdın. Yasa Bakanlar Kurulu'ndan daha üstün olduğu halde, neden şu basit Bakanlar Kurulu kararını çıkarmıyorsun?" diye sormak anlamlı olur.

Ama meraklanmamak mümkün değil. Durum bu iken, AKP'nin de benimsediği ve yüzde 98'ini uygulamaya koyduğu bu Şart'ı seçim vaadi olarak kullanmanın anlamı nedir?


*
AYYÖŞ'ün henüz uygulama dışında ve taahhüdü verilmemiş yalnızca 2 hükmü var. Bunlardan biri yerel yönetimlere "idari federalizm", diğeri "mali federalizm" yetkileri tanımaya kadar açılan hükümler. 

Bunları uygulamak, Anayasa'da çok temel değişiklikler yapmakla mümkün. Anayasa'nın 127. Maddesindeki "idare kuruluşu ve görevleri ile bir bütündür" cümlesi. Sözkonusu iki hükmün uygulanabilmesi için "idarenin bütünlüğü" olarak bilinen bu ilkenin Anayasa'dan çıkarılması gerekiyor. Yerine de, AYYÖŞ'e 1995 yılında bir tavsiye kararıyla getirilen "subsidiarite ilkesi"ne uygun bir ifadenin koyulması isteniyor. "Yerellik ilkesi" ya da "yerindenlik ilkesi"ne göre düzenlenecek bir Anayasa isteniyor.

*
Bu durumda, "tüm çekinceleri kaldıracağız" demek şu anlamlara geliyor:

(1) Yeni Anayasa'ya destek vereceğiz; ve
(2) Üniter devletin madde temeli olan "idarenin bütünlüğü" ilkesini terk edeceğiz.

Bu sözlerin güncel siyasetteki anlamı ise "PKK/HDP cenahının talep ettiği 'demokratik özerklik' formülünü destekleyeceğiz" değildir de nedir?

*
Hadi, siyasette bir kişinin diğer bir kişiye örtülü, yanıltmalı, imalı konuşabileceğini kabul edelim. Ama siyasal kurumların seçim sürecinde halka sözlerini bu tarzlarla söylemesinin kabul edilebilir tarafı yoktur. Yine de buna yeltenen varsa, o zaman sözlerinin "siyasal kodlar" bakımından illa ki çözüleceğini ve halkla gerçeğin paylaşılacağını bilmeleri gerekir.

*
Sözümün özü şudur:

AYYÖŞ, etnikçi siyasetle dinci siyaseti destekleyen sözlerin paravanı olarak kullanılmaktadır. Cumhuriyetçi ve Halkçıların böyle bir tarza onay vermesi, dayandıkları ahlaki temel bakımından mümkün değildir.

Siyaset ilke işidir. Bulanık suda balık avlamak değil.




2 yorum:

  1. Birgül hocam,
    Yüreğinize sağlık.
    Bu yazınızı biz de web sitemizden paylaştık kaynak gösterek
    Ve dipnot olarak aşağıdakileri ekledik..

    *****************

    Birgül hoca Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi uzmanıdır. Ankara Üniversitesi
    Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi idi siyasete girmeden önce Yerel Yönetimler ise özellikle derinleştiği bir alandı. Yazdıkları son derece yalın gerçekler..

    AYYÖŞ'ün kritik içerik metni bir yana, CHP gibi Devlet kurmuş bir büyük ve
    köklü partinin bu uluslararası metni bu düzeyde kavrayabilmiş (?!) olmasına
    ne demeli?

    Sayın Güler, "Siyaset ilke işidir, bulanık suda balık avlamak değil." diyerek yazısını bağlıyor. Biz de ekleyelim; Siyaset aynı zamanda bir uzmanlık işi değil midir?

    09.11.2014, Ankara

    Dr. Ahmet SALTIK
    www.ahmetsaltik.net

    YanıtlaSil