Tarihi Çankaya Köşkü,
artık Cumhurbaşkanlığı Politika Oluşturma Kurullarına ait. Gazeteler, 16 Nisan
2018’de anayasa değişikliğiyle ortaya çıkan 9 kurulun orada çalışacaklarını
yazdılar.
Kurul
üyeleri var. Kurulların her birinde en az 3 üye olabilecekti. Atamalar yapıldı,
her kurulda farklı sayıda üye yer aldı. Bilim-Teknoloji Kuruluna 5,
Eğitim-Öğretim Kuruluna 9, Ekonomi Kuruluna 10, Güvenlik-Dış Politikaya 12,
Kültür-Sanat Kuruluna 9, Sağlık-Gıda’ya 7, Sosyal Politikalara 7, Yerel Yönetim
Kuruluna 10 üye atandı.
Her
kurulun büro personeli var. Bunların işlemleri Cumhurbaşkanlığı İdari İşler
bürosundan yürütülecek. Bütçeleri cumhurbaşkanlığı bütçesi içinde yer alacak;
adeta bir idari birimmiş gibi. İşlemleri, kararları, bütçelerini açık biçimde
görme olanağı olmadan…
*
Bunlar
öneri geliştirecekler. Yani danışman
organlar.
Sonra Cumhurbaşkanının benimsediği önerilerle ilgili olarak “gerekli çalışmaları yapacaklar”, belli ki kararname metinlerini ve belki de yönetmelikleri hazırlayacaklar. Yani cumhurbaşkanı uhdesindeki yasama işlerinde mutfağı oluşturacaklar, yasama parçaları olmuşlar.
Bu kadar da değil. Devlet kurumlarınca yapılan uygulamaları izleyip değerlendirecek ve cumhurbaşkanına raporlayacaklar. Yani denetim yetkisiyle de donanmış bulunuyorlar.
Danışma, yasama, denetim işlevlerinin tümünü kucaklayan bir yetkileri daha var. Görev alanları için talep, ihtiyaç, etki analizi [karar öncesi değerlendirmeler] yapacaklar.
Sonra Cumhurbaşkanının benimsediği önerilerle ilgili olarak “gerekli çalışmaları yapacaklar”, belli ki kararname metinlerini ve belki de yönetmelikleri hazırlayacaklar. Yani cumhurbaşkanı uhdesindeki yasama işlerinde mutfağı oluşturacaklar, yasama parçaları olmuşlar.
Bu kadar da değil. Devlet kurumlarınca yapılan uygulamaları izleyip değerlendirecek ve cumhurbaşkanına raporlayacaklar. Yani denetim yetkisiyle de donanmış bulunuyorlar.
Danışma, yasama, denetim işlevlerinin tümünü kucaklayan bir yetkileri daha var. Görev alanları için talep, ihtiyaç, etki analizi [karar öncesi değerlendirmeler] yapacaklar.
Kurullar,
bütün bu işleri yapabilmek için, politikaların uygulayıcısı bakanlıklardan,
valiliklerden, kaymakamlıklardan, özel idare ve belediyelerden her türlü bilgi
ve belge isteyebilecekler. Böyle bir istekle karşılaşan kurumların mazereti
yok; ne isteniyorsa “öncelikle” karşılayacaklar.
Elini
taşa sürmeden sırtı ve eli kolu taşla dolu devletin üstünde seyreden kurullar…
Danışman, yasaman, yürütmen, denetlemen… Tüm asal yönetim işlevlerini
bünyelerinde toplamış yüce yapılar… Gelin görün ki üyeleri ne siyasi ne
bürokratik niteliğe sahipler ve sorumsuzlar.
*
Yeni
köşk sakinleri, çalışmalarını bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, sivil
toplum –dernek, vakıf, platform, vb, özel sektör, akademisyenler, yerli –
yabancı uzmanlar davet ederek yürütecek. Toplantılar birer atımlık olabilecek.
Ama
kurullar bu unsurlarla tek atımlıktan daha farklı olarak Çalışma Grupları da oluşturabilecekler. Epeyce esnek görünen bu
usulle, ne siyasal ne de bürokratik, birer geçici uzmanlık yapısı gibi görünen sayısı
ve süresi belirsiz alt parçalar yaratılacak.
Kurullar
üzerinde halkın genel denetimi yok. Ama hiç olmazsa atama kararnameleri
sayesinde üyelerinin kimler olduğunu öğrenmek mümkün. Çalışma Grupları hakkında
bilgi edinmek ise olanaksız.
Halkın,
kurulların çalışmalarını nasıl izleyip denetleyeceğini gösteren hiçbir
düzenleme yok. Yıllık faaliyet raporu, kurul itibariyle bütçe, bülten, rapor ve
önerilerinin ilanı, vb hiçbir bilgilendirme aracı düzenlenmiş değil.
*
Devlet
ya da devletin üstünde seyreden bu gibi kurullar, Türk Milletinin egemenlik
yetkisini kullanırlar. Türk Milletinin İstiklal Savaşıyla elde ettiği yetkisinin
kurullarda kimler tarafından ve nasıl kullanıldığı hakkında bilgisi olmayacak. Bu
önemli. Çünkü bilgilenme yoksa halk denetimi olmaz.
Halkın
denetimi olmadan kullanılan kamu gücü, meşruiyet bakımından kusurlu olur.
Politika kurullarında meşruiyet kusuru, büyük siyasi bunalımları besleyebilir. Baskıcı-dışlayıcı Türk Milleti yerine
özgürlükçü-kapsayıcı Türkiye Milleti oluşturacak bir Yeni Anayasa peşindeki
yüce üyeleri gördükten sonra “besleyebilir” ne demek, kaçınılmaz olarak besler
demek gerekecek.
*
Amerikan ders
kitaplarındaki “public policy
formulation” şemalarından büyülenmiş birkaç çift gözün devlet yapımıza
transfer ettiği “politika oluşturma kurulları”, devlet yönetimimizin son yabancısıdır.
Gözümüz üzerinde olsun. Besbelli o saklanacak, biz ebeleyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder