AKP’nin ve şimdi CHP yönetiminin isteklisi olduğu müzakere ortağı PKK cenahı, 27 Aralık 2015 günü ne istediğini bir bir söyledi.
PKK cenahında yer alan çeşitli partilerin imzaladığı bu bildiri açıklanınca AKP yetkilileri çok öfkelendi. “Bu vatanı bölmektir, vatana ihanettir” dediler. HDP de buna şaşırdı. İdris Baluken adlı yöneticileri “bize özerklik sözü vermişlerdi, şimdi neden böyle diyorlar anlamıyoruz, şoktayız” dedi.
*
PKK cenahı 2015’in son günlerinde 14 madde halinde özerklik istedi
(1) Bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde Özerk Bölgeler oluşturulsun. Bilindiği gibi Türkiye “il sistemi”ne göre yönetilir; bunların istedikleri il sistemi yerine meclisli ve tabii başkanlı bölge yönetimine, yani eyalet sistemine geçilmesi.
(2) Özerk Bölgeler TBMM ve merkezi yönetimde de temsil edilsin. Bu isteklerine göre eyaletler yalnızca bölgeleri yönetmeyecek, aynı zamanda ülke yönetiminde de söz sahibi olacak. Ülkenin parlamentosu bölge temsiline mi dayanacak, yoksa iki parlamentolu sistem mi kurulacak, bunu açıkça belirtmemişler. Bölgelerin merkezi kamu yönetiminde nasıl temsil edilmesini istedikleri de açık değil.
(3) Bölgeler genel yetkili olsun. Tarım hayvancılık, ticaret, sanayi; kara, deniz, hava ulaşımı; ilköğretimden yükseköğretime tüm kademelerdeki eğitim, sağlık, yargı işleri; güvenlik işleri bölgelere bırakılacak. Bölgeler yeraltı kaynakları vergi toplama işini paylaşacak, bütçelerini kendileri yapacaklar.
(4) Yerel diller resmi dil olsun. Her bölgede hangi yerel dil varsa, bölge yönetiminde o diller resmi kamu işlerinde kullanılacak.
(5) Farklı etnisiteler ve inanç grupları, bölge yönetiminde doğrudan yer alsın. Yani deniyor ki, yurttaşlık esasına göre kurulmuş olan siyasal rejim etnisite ve inanç topluluklarına anayasal kimlik verilerek, yönetimin kurucu unsurları olsun. Bunu yapabilmek için anayasadan “Türk vatandaşlığı”nın kaldırılması ve egemenliğin Türk Milleti’ne ait olduğu hükmünün silinmesi gerekiyor.
*
2015 yılının son günlerinde yapılan bu açıklamalarla, PKK’nın omuzunda roket-atar ağzında “biz bütün Türkiye için yerel demokrasi istiyoruz” yalanıyla sürdürülen 30 yıllık ikiyüzlülük bitti. Bu düşmanlığın, düpedüz ülke üzerinde ulusal egemenliğimize kast ettiği kendi dillerinden ilan edildi.
Bu isteklerin vatanı bölmek demek olduğunu AKP’nin kendisi söylediğine göre, bu pazarlıklara kendi adına oturmuş olanlara gereken faturayı kesmesi gerekiyor. Daha önemlisi, bunların önümüzdeki zamanlarda da pazarlığa konu edilemeyeceğini yine kendisi söylemiş oluyor. Böyle birşeye kalkışan olursa, kendilerinin söylediği gibi, vatana ve millete ihanet ile suçlanacaklar.
*
Bütün istekler anayasa değişikliğine odaklanmış olduğuna göre, demek ki sıra, anayasaya dönük tehditlerin rafa kaldırılmasına gelmiş bulunuyor. Bunun için birkaç küçük adım yeterli.
Birincisi, AKP’nin tepesi kendi seçmeninin büyük bölümüne ters düşen hayalci, ihvani ve etnikçi isteklerinden vazgeçecek.
Olmadı, o zaman ikincisi, CHP ve MHP “anayasa üzerine çalışma zamanı değil” diyerek görevlerini yaparak bu tehditleri tümüyle boşa çıkaracaklar.
Onlar bu basireti gösteremezlerse, son adım öne çıkacak. Halk “yok böyle bir masa!” diyerek bunları kendine getirecek.
[BAG, Yeni Adana Gazetesi, 11 Ocak 2016]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder