8 Temmuz 2013 Pazartesi

10 PLAN: YORGUN-YÖNSÜZ BİR İKTİDAR RESMİ…

Birgül AYMAN GÜLER
CHP İzmir Milletvekili

Türkiye’nin 2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Plan, yasama organının AKP usulü darbeyle askıya alındığını tartışmaya yer bırakmayacak biçimde gözler önüne serdi.[1] Plan’ın sunumunda “Türkiye’nin 2023 hedeflerine dayandığı” belirtilmekle birlikte, bu hedefler belgesini bilen, duyan, bu belgeye erişebilen yok.[2]

Onuncu Plan’da kamu yönetimi için 194-199 sayfaları arasında “kamuda stratejik yönetim”, “insan kaynakları”, “e-devlet uygulamaları” konularına yer verilmiş bulunuyor.

Öyle görünüyor ki, “kamunun küçültülmesi” gündemden çıkmış. AB fonlarının adeta dayattığı ve bu yüzden hükümetin hemen her sözünde geçmesine alıştığımız kapasitenin güçlendirilmesi’ de sözlükten düşmüş. Kurumlar arası eşgüdüm de, kurumsal reform da görülmez hale gelmiş. Ücretlendirme rejimi sorunu kayıp durumda. Kamu yönetiminde kadın görevlilerle engellilerin istihdamı; kamu görevlilerinin merkez – taşra dağılımıyla taşrada bölgesel dağılımı konuları bir yana bırakılmış. Ve elbette ‘yönetime katılma’ iktidarın görüş alanında yine yok.

Peki ne var? Plandaki kamu yönetimiyle ilgili üç başlıkta şunlar var:

1. “Stratejik Yönetim” Olmuyor!

Onuncu planda kamu yönetimi, 2003 yılında ‘Kamu Mali Yönetimi ve Denetimi” adıyla yürürlüğe sokulan 5018 zihniyetinin işlemediğini gösteren durum saptamaları, amaç-hedefler, politikalarla yüklü.

AKP 2003 yılından başlayarak arkasında dış dünya desteği olan bir "Kamu Yönetimi Temel Kanunu" çıkarmak istemiş, yönetim yapısını değiştirmeye girişen bu yasayı halka kabul ettirememişti. Aynı yıl yürürlüğe giren 5018 sayılı yasa bunun parçasıydı; kamu yönetiminin işleyiş tarzını değiştirmeyi amaçlamıştı. Bir yandan Dünya Bankası bir yandan IMF bir yandan da AB’nin bastırdığı bu yasayı çıkarabilmişti. Üzerinden 10 yıl geçti.

Şimdi 10. Plan’da diyor ki, “işlemiyor!”

Plan’da tek amaç ve hedef var. Bu da genel olarak kamuda etkinliğin artırılması değil de Türk yönetim sistemine 2003'te adeta dayatılan yönetim modelinin etkinliğinin artırılmasıdır: Metindeki biçimiyle “kamuda stratejik yönetimin uygulama etkinliğinin artırılması”, "stratejik yönetim döngüsünün uygulamaya geçirilmesi"....

Plan, "parçaları koyduk, ama birbirine bağlayıp işletemedik" demektedir. Devlete hükümet zoruyla “stratejik plan”, “performans programı”, “faaliyet raporu” hazırlatmak becerilmiştir. Ne var ki, (s. 194)
"a) bunlar [plan - program - rapor] arasındaki bağlantılar kurulamamıştır,
b) orta vadeli çerçeve, kamu kurumlarına bir şey ifade etmemektedir,
c) bütçe sisteminde planlama – bütçeleme – uygulama ve izleme/değerlendirme bağları kopuktur,
d) iç denetim kurulamamıştır,
e) dış denetim uygulaması gerçekleştirilememiştir."
Kısacası, devlet yönetimine küresel ekonomi için çalışan yabancı kuruluşların baskısı altında AKP eliyle giydirilen deli gömleği “stratejik yönetim usulü”, bünye tarafından kusulmuş durumdadır. AKP partizanlığına sıkışmış, çeşitli tarikat çıkarları arasından bunalmış kamu yönetimi, gözlemlediğimiz büyük korkulu suskunluğun içinde iflas etmiş durumdadır.

İflas haliyle nasıl başa çıkılacağına gelince, alınacak tavrın pek yorgun ve bıkkın bir ifadeyle, “aynı sistemi aynı araçlarla çalıştırmaya çalışacağız”dan ibaret olduğu görülmektedir.

2. Kamu personeli yönetiminde strateji yok!

Onuncu plan, AB uyum yasaları adı altında dış zorlamalarla yasa hükümlerine dönüştürülen işleri sayıp “kamu görevlilerine toplu sözleşme, sendika hakkı tanındığı”nı belirtirken, bu hakların kullanılmasına ilişkin büyük çöküşlere ilişkin hiçbir söylememektedir. AKP döneminde böyle oldu: Çalışanlara hak verildikçe, hak verişten önce çok canlı olan hak kullanımları sönüp gitti... Üzerinde durulması gereken bir özellik!

Plan'a göre, istihdam türleri (4A, 4B, 4C, 4D) arasındaki farklılıklar giderilememiştir. Liyakate dayalı işe alma-yükseltme, personelin dengeli dağılımı, kariyer planlaması ve hizmet içi eğitim, personel değerleme sisteminin oluşturulması… başlıca sorun alanları olmayı sürdürmektedir. 

Plan’da bunlara ilişkin olarak “düzelteceğiz”den başka söz söylenememiş, hele “nasıl yapacağız” konusunda iki konu hariç başka birşey yazılmamıştır.

Nasıl’ı belli olmayan, ama kamu personel sistemini bir kez daha dağıtacak bir “politika”ya dikkat etmek gerekir: “Kamuda esnek çalışma modeli geliştirilecektir.”

Nasıl’a ilişkin söz söylenmiş iki konudan biri, hizmet içi eğitimi “akredite edilmiş program ve kuruluşlar aracılığıyla’ yapacaklarına ilişkindir. Yani hizmetiçi eğitim özelleştirilecek, ihale edilecektir. Diğer konu ise, personelin dengesiz dağılımında merkez-taşra, kurumlar arası, bölgeler arası dağılım sorunlarına değil, yalnızca bir boyuta ilişkindir; azgelişmiş bölgelerde çalışmayı özendirecek yasal düzenlemeler yapılacaktır. 

3. Kamu hizmeti sunumunda ana eksen E-devlet! ... Peki ya Adalet? 

AKP kamu hizmeti sunumunda dengesizlik, yetersizlik, ihtiyaca uygunluk ve en önemlisi gelir adaleti dağılımını sağlama gibi temel ilkeleri görüş alanı dışında tutmaktadır. İktidar için kamu hizmetlerinin (1) sosyoekonomik kalkınma, (2) insani gelişme, (3) sosyal adalet ilkeleri bakımından herhangi bir anlamı yoktur. AKP hükümeti, günümüzde “sosyal sorumluluk projeleri”yle kendini topluma kabul ettirmeye çalışan şirketlerden bile daha “şirket” haline gelmiştir.

Onuncu planın gösterdiğine göre, AKP için kamu hizmeti istatistik, veri kaydı, vergi ödeme ve bürokratik işlemler… gibi ofis işlerinden ibarettir. Elbette bu işler de çok önemlidir. Ne var ki, toplumun tüm bilgilerini e-devlet üzerinde toplamak ve kimi işleri oradan görmek hedefi, yabancı yazılım – donanım sistemleri ve yabancılara satılmış iletişim otobanı sistemleri dünyasına teslim edilmişken, bu durumdan memnuniyet üretmek pek safça olur.

Özetle; 

Onuncu plan, yorgun – bıkkın – kendi yönünü belirleyemeyen bir iktidar resmidir.

AKP iktidarı kamu yönetimini uluslararası kuruluşların akıllarıyla zorlamalarının ürünü olan “stratejik yönetim” bataklığında kaybetmiş; kamuya ait her türlü bilgiyle bireysel verileri yabancı şirketlerle yabancılarla başa çıkamayacak kadar yalnız bırakılmış bilişim dünyasının tekelindeki BİT (bilgi ve iletişim teknolojileri) sektörüne teslim etmiştir.

[BAG, 6 Temmuz 2013]






[1] AKP usulü darbeyle ilgili: http://baguler.blogspot.com/2013/07/tbmm-akp-usulu-darbeyle-askya-alnmstr.html


[2] 2023 hedeflerini belirleyen belgeyi bulmak mümkün olmayınca, TBMM eliyle Kalkınma Bakanlığı’na “bu belge nedir, nerde bulunur” konulu bir yazılı soru önergesi vermekten başka çıkar yol bulamadım. Yanıtı bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder