7 Mayıs 2015 günü İngiltere seçimlere gitti. Aslında Birleşik Krallık demek gerek. İngiltere, Galler, İskoçya, Kuzey Irlanda’dan oluşan dört parçalı toplam.
İngilizlerin seçim sistemi dar bölge esasına dayanıyor. Bizde topu topu 85 seçim bölgesi var. Onlarda, üstelik memleketlerinin yüzölçümü Türkiye’nin üçte bir kadar iken, tam 650 seçim bölgesi bulunuyor.
Seçim yapılan meclis, Avam Kamarası, 650 milletvekili sandalyeli bir meclis. Yani her seçim bölgesinden bir vekil seçiyorlar. Zaman zaman bizim de bu dar bölgeyi uygulamamız gerektiğini söyleyen kimi aklıevveller var. O nedenle İngiliz seçimlerinin sonuçlarından söz etmekte büyük yarar var.
*
Seçim bitti, oylar sayıldı. İktidar partisi Muhafazakar Parti, kısa adıyla CON, oyların %37’sini aldı. Ama dar bölge sayesinde meclisteki milletvekili sandalyelerinin %51’ine yerleşti. LAB diye kısaltılan İşçi Partisi %30 oy alırken, sandalyelerin %36’sına yerleşti. İki büyük parti, ilk sıradaki en büyüğü olmak üzere, İngiliz demokrasisinin en büyük iki gaspçısı olarak bir kez daha “demokrasi” tarihine geçti.
En büyük iki parti dışında kalanlardan bir bölümü adeta travma yaşadı.
*
Kısa adı UKIP olan Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi, ülke genelinde %13 oy aldı. Ama mecliste yalnızca “1”, evet yazıyla da belirtmekte yarar var, “bir sandalye”ye sahip oldu. Çünkü tüm seçmenden aldığı bu yüksek oya karşın, en çok oyu toplayıp ilk sıraya yerleşmeyi başardığı seçim bölgesi sayısı yalnızca “1” oldu.
Örneğin Yeşil Parti ülke genelinde oyların %4’ünü aldı; UKIP’ten çok daha az oy almasına karşın, o da meclise 1 bölgeden 1 milletvekili gönderdi.
Liberal Demokratlar tüm seçmenin %8’inden kabul gördü. Ama UKIP’ten çok daha şanslıydı. Sekiz bölgede birinci sıraya yerleştiği için, mecliste 8 sandalye kazandı. Fena değil, yüzde 8’lik oyu karşılığında, meclisin %1 sandalyesini elde etti!
*
Hemen belirtmek gerekir, UKIP’ten, Yeşil Parti’den, LIBDEM’den daha az oy alan bir parti, meclise tam 56 milletvekili gönderdi.
Birleşik Krallık genelinde oyların yalnızca %5’ini alabilen SNP, İskoç Ulusal Partisi, meclise tam 56 milletvekili soktu. Yani seçmende %5’lik karşılığı var; ama meclis sandalyelerinin %9’una oturdu.
SNP, Birleşik Krallık’tan ayrılma yanlısı İskoçların partisi. Zaten kazandığı sandalyelerin ezici bir bölümünü de İskoçya’daki seçim bölgelerinden elde etti. Adanın haritasında üst kısım sarı, neredeyse tümü SNP!
Oranlara bakılırsa SNP, CON’dan oransal olarak daha büyük bir gaspçı. CON %37 oy - %51 sandalye sahibi. SNP ise %5 oy - % 9 sandalye sahibi. Mecliste elde ettiği büyüklük, sandıkta aldığı oyun iki katı.
Muhafazakarlar ile ayrılıkçılar, aynı sıfatı ilk sırada paylaştılar.
*
İngilizlerin 2015 seçimleri ilginç sonuçlar verdi. Bu seçimde Birleşik Krallık, Kuzey Irlanda – Iskoçya – Galler – İngiltere parçalarının altını iyice belirgin çizdi.
Avrupa Birliği konusunda uzak, serin, ikircikli duran büyük partiler, adaletsiz dar bölgeci seçim sisteminin sunduğu destek sayesinde, etnik-bölgeci partilerin AB’ciliği karşısında zor duruma düştüler. Etnik-bölgeci partiler AB’yi seviyorlar; AB’nin Brüksel çeşmesini tutmuş ABD’ci teknobürokratları da “bölgeler Avrupası” ile mesafe alabileceklerini hesaplıyorlar.
ABD, AB ülkelerini 2013 yılından beri Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’na zorluyor. Kısaca TTIP diye bilinen bu ortaklığın görüşmelerini AB teknobürokratları yürütüyor. Ulusların Avrupası bu anlaşmadan ve ABD baskısından bunalmış durumda. Çünkü TTIP, ulusal meclislerin ve mahkemelerin yetkilerini daraltıp, yasa – düzenleme yapma ve uyuşmazlık çözme işlerini özelleştirmeyi gündeme getiriyor. Ulus-devlet kurumları ve yurttaşlık haklarının farkında olanlar bu kayıplara katlanmaktan yana değiller.
O halde ABD için en güzeli, ulusların Avrupasına son vermek! Yaşasın bölgelerin Avrupası! Etnik milliyetçilik, küreselci ABD ile küresel tekellerin hizmetkarı AB teknokrasisinin sosyal tabanı, güvenilir işbirlikçisi.
İngiltere’nin anlı şanlı Taç’ı, ABD – AB işbirliğinden kendi payını güvenceye alarak bölgeler Avrupasının “öncü ülkesi” olmaya aday. Şimdi bu baskıya ve TTIP görüşmelerine direnen odak Almanya. Ve durmadan Fransa’yı çağırıyor yanına; ilginç, İngiltere’yi o ölçüde heveskar çağırdığı söylenemez!
Dünyanın artık bir Batı Sorunu var. Avrupa ‘Hasta Adam’!
[Yeni Adana, 11 Mayıs 2015]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder