24 Haziran 2018 seçimi için iki ittifak var. Kendi aralarında protokol hazırlayıp imzaladılar ve bunları 4 – 5 Mayıs 2018 günleri ardı ardına Yüksek Seçim Kurulu’na verdiler. Protokollerden biri kendisine Cumhur İttifakı adını veren AKP, MHP, ekli BBP arasında, ikincisi protokollerinde Millet İttifakı adını seçtiklerini belirten CHP, İYİP, SP, ekli DP arasında imzalanmıştı.
BBP ile DP’ye “ekli” dememin nedeni, bunların milletvekili seçimlerinde ayrı liste yapmayıp, adaylarının diğer müttefik partilerin listelerine yerleştirilecek olması.
*
Cumhur Protokolü, ittifakın hedeflerini “Türkiye'nin istiklâlini ve istikbâlini her şeyin üstünde tutan bir anlayışla…” kovalayacağını yazıyor. Güzel anlayış. Protokol, dördüncü maddesinde ittifakı şöyle tanımlıyor: “Cumhur İttifakı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma’ hedefini yakalama azmi ile milli ve üniter devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini ilelebet yaşatma iradesidir.” Güzel tanımlama! Atatürk’e sahip çıkıyor, ulusal ve üniter devlet yapımızı temel sayıyor, adını atlamadan Türk Milleti diyor.
İmzacılar, aynı maddede “Türkiye'yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlı” olduklarını ilan ediyorlar.
*
Cumhur Protokolü’nün beş yıllık başlıca hedefi, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kurmak ve işletmek. 16 Nisan 2017 anayasa referandumuyla OHAL ortamında getirilen, kılpayı %51 onaylı, hazırlıkları hala eksik, Türkiye’ye yararı çok tartışmalı olan bir hükümet sistemini hedeflemesi sorun. Toplumda geniş uzlaşma gerektiren, bu uzlaşma olmadan oldu-bitti yapılmaya çalışılan bu iş, Cumhur İttifakına yönelmiş haklı eleştirilerin nedeni. Protokoldeki ifadeyle “ittifakımız İ'la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam aleminin ve bütün mazlum milletlerin yegane ümidi olan Türkiye'yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir.” Kuşkusuz bu bir vizyon! Her vizyon gibi açıklanmaya muhtaç. Hükümet sistemi böyle bir ‘vizyon’a dayalı ise, sistemin gerçek bir toplumsal uzlaşmaya dayandırılmadan kurulmaya çalışılması başlı başına sorun.
*
Millet İttifakı protokolü daha değişik. Bir kere protokolde “ittifak”ın neyin iradesi olduğu tanımlanmıyor; aksine imzacılar birbirlerinden farklı olduklarını özenle vurgulamayı önemli saymışlar. Öte yandan kendilerine “ittifak olarak” beş yıllık bir hedef koymuş da değiller. Örneğin “16 Nisan Rejimi’ni kaldıracağız” gibi bir hedef ilanı yok. Bir başka özelliği, protokolde milletin adının hiç geçmemesi. Cumhur İttifakı’nın protokolünde yer verilen Atatürk’ten, ulusal ve üniter devletten söz olmadığı gibi örneğin laiklik, sosyal devlet, kalkınma, egemenlik, bağımsızlık gibi bazı temel kavramlar da yok. Protokol renksiz, ideolojisiz ve siyasetsiz bir siyasal partiler anlaşması özelliği taşıyor.
*
Millet İttifakı seçim işbirliğini neden önemli sayıyor? Protokol’de dendiğine göre “temsilde adaletin sağlanması ve milletimizin her bir üyesinin iradesinin hiçbir etki ve yönlendirme altında kalmadan Yüce Meclisimizde temsil edilmesi bakımından önemli” olduğunu düşünüyorlar. Bir (1) numaraya yerleştirdikleri hedefleri “huzur, kardeşlik ve güven ortamı içinde adil ve güvenli bir seçim yapılmasını sağlamak”.
Ama bu durumda da insan ister istemez, madem amaç “milletimizin her bir üyesinin iradesini” meclise taşımak, neden BTP, VP ve HDP’yi ittifakın dışında bırakmışlar ki, diye merak ediyor.
*
Biri ömrü net 50 gün olarak biçilmiş siyaset-dışı bir metin; öbürü 5 yıllık misyon yüklenmiş ve 50 yıl sonraya ilmek atmış bir doküman. Yarışa çıkacaklar, ama koşacakları yol bile sanki aynı koşu yolu değil gibi. [BAG, Aydınlık, 13 Mayıs 2018]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder