9 Kasım 2014 Pazar

KİM İHRAÇ OLUR? Prof. Dr. Batum'un İhracı Hakkında


Ulusal kurtuluş savaşımızın öncüsü, Bağımsız Türkiye’nin kurucusu

önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e şükranlarımla… 


Partideki merkezin, Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Süheyl BATUM'u partiden tedbirli kesin ihraç yoluyla atmaya 5 Kasım 2014 günü karar verdiği duyuruldu.

Siyaseten ihraç, tasfiye demektir; kaset şantajıyla olur; baskıyla olur; artık Türkiye'de çeşitli odakların ustalaştığı binbir yolla olur.... Hukuken ihraç ise tek yolla, Tüzük'le yapılır; ilgili maddeler dayanak sayılır.

“MYK Partisi” Olmak

Merkez, ihraç kararını Tüzük 68-E maddesine göre aldığını ilan etti. Ama bu hiç olmadı. Çünkü bu madde, merkezin illerin yerine hareket edebileceği özel bir durumu düzenliyor. Madde aynen şöyle:
CHP Tüzüğü Madde 68-E) İvedi durumlarda Merkez Yönetim Kurulu, il yönetim kurullarının önlemli [tedbirli] olarak görevden derhal uzaklaştırma yetkilerini de kullanarak, bir üyeyi disiplin kuruluna sevk edebilir.
Anlaşılan merkezdeki yönetim bu hükmü şöyle yorumlamış: İvedi durumlarda Merkez Yönetim Kurulu [..….] bir üyeyi disiplin kuruluna sevk edebilir. CHP gibi bir partinin herhangi bir organa böyle bir yetki verebileceğini ileri süren varsa, nokta der ve başka bir şey demem.

Çünkü bu durumda bütün diğer hükümler geçersiz; tüm diğer disiplin mekanizmaları gereksiz demektir. Bu doğru ise, partinin “MYK Partisi” olarak tanımlanması gerekir. Siyaset biliminde böyle sınırsız bir yetkiye sahip olan gruplar “oligarşi” diye adlandırılır. Söz konusu olan parti Cumhuriyet Halk Partisi olduğuna göre, böyle bir tanım da adlandırma da hiçbir şekilde kabul edilemez.

Tüzük, partiyle ilgili konularda milletvekillerinin disipline ancak ve yalnızca Parti Meclisi kararıyla verileceğini açıkça yazar.

İlgili madde 68 – A’dır. Yetki açık biçimde ve özel olarak Parti Meclisi’ndedir.
Madde 68-A) PM üyelerinin, YDK başkan ve üyelerinin, TBMM üyelerinin, partili büyükşehir belediye başkanlarının parti suçu oluşturan eylemleri Parti Meclisi’nin istemi üzerine Yüksek Disiplin Kurulu’nca karara bağlanır.
Eskişehir Milletvekili Süheyl BATUM, Anayasa Hukuku Profesörü’dür; kendisiyle ilgili olarak böylesine hukuk kırımı yapılarak karar alınmış olması, kendi başına büyük bir ayıp oldu.

Prof. Dr. BATUM’un Önemi

Tüzük’e aykırı olduğu söze gerek bırakmayacak kadar açık olan bu kararın “esas”ını henüz bilmiyoruz. Ama Prof. Dr. Süheyl BATUM’u tanıyoruz.

TBMM görevinden önce üniversite öğretim üyelerinin topluma karşı görevlerinin bilincinde olan, bu bilinç gereğince toplumun sorunlarına en uygun olası çözümleri hukuk zemininde anlatmaktan geri durmayan bir bilim insanı.

TBMM’nde fark yarattı. Görev dönemi boyunca, daha önceden yaptığı gibi, ülkenin hangi köşesinden çağırıldıysa bahane üretmeden o çağrıya ses verdi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda CHP’yi temsil etti. O Komisyon’da ulusal devlet, laik toplum, hukuk devleti ilkelerini iğdiş etmek isteyenlere karşı hepimizce takdir edilen bir kararlılıkla mücadele verdi.

Partinin diğer iki Komisyon üyesi, gazetelere yazılar yazdılar ve “Türk etnik bir isimdir; vatandaşlık tanımı olmaktan çıkarılmalıdır” fikrini işlediler. Yani Prof. Dr. Süheyl BATUM yalnızca Komisyon’daki diğer parti temsilcileriyle değil, aynı zamanda kendi partisini temsil eden bu üyelere karşı da direnmek zorunda kaldı. Ulusal devleti ortadan kaldıracak bu değişiklik yapılamadıysa, bu sevindirici sonuç, gösterdiği direnç sayesindedir.

Görevini Yapmak

Türk Ulusu, anayasal varlığını savunan böyle aydınlara sahiptir. CHP yönetiminin bu niteliklere sahip bir milletvekilini doğrudan kendi elleriyle hırpalaması ise, açıklanmaya muhtaç bir durum olarak tüm kamuoyunun gözleri önüne serilmiş bulunmaktadır.

Kurucu ilkelerimize, hukuka uygunluğa ve parti içi demokrasiye bağlılığın gereklerini yerine getirmek için üzerimize düşeni yapmak, bir kez daha ivedi hale geldi. Yanlışlar üst üste bindi; düzeltilmesi artık kaçınılmaz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder