İriymiş ufakmış fark etmez. Günümüzde, ilerici devrimci demokratik güçler cephesinde yer aldığını düşündüğümüz tüm kurumlar sarsıntı içinde. Sendikalardan siyasal partilere ve gazetelere kadar tüm kurumlar… Eğer kurumdan sayacaksak, aileler bile!
Bunun ardında, yükselen karşıdevrime ‘sağcı’laşarak tepki vermenin yayılma etkisi vardır. Öyle ya! Bu zamanda romantik değil realist olmalı. Siyaset mümkünlerden çıkış bulma sanatı!
‘Sağcı’laşmaktan kastım şu: dindarlık maskesiyle dincileşmeye, halkların kardeşliği maskesiyle etnikçiliğe, küresellik maskesiyle emperyalizme vize vermek!
03.08.2014 |
Hem günü hem geleceği kurtarmak için 2019 yürüyüşünü başlatmak… Karşıdevrimi gerisin geriye çevirmek, özgürlük bayraklarını 2019 yılında TBMM’ne ve Köşk’e taşımak… Günü bu hedefin ışığında yönetmek…
ULUSAL DEMOKRATİK PLAN
Bunun için beş yıllık bir ulusal demokratik yürüyüş planı yapmalıyız. Dört esasa dayanan bir muhalefet ve iktidara yürüyüş planı.
Karşıdevrimci anayasa saldırısına son vermek. Önümüzdeki yıllarda büyük kuşatmayla geleceği açık olan Anayasa saldırısını kırıp atmak. Bu saldırı, parlamentoda parti yönetimlerine rağmen işleyen büyük sağduyuyla ve kurulan Anayasa Platformları’nın mücadelesiyle geri püskürtüldü. Vazgeçmeyecekler, yine deneyecekler. Şimdi, siyasal safları, neoliberal dinci – etnikçi gericiliğe karşı anayasa mücadelesi çevresinde sıklaştırmak, sıcak temel görevlerden biridir.
Yurttaşların eşitlik ve özgürlük hareketini yükseltmek. Karşıdevrim, yurttaşlara değil etnik ve dinsel topluluklara dayanan bir siyasal yapılanma peşindedir. Biz, her türden kimlikçiliğe karşı kişilik savunmasını yükseltmeliyiz. Eşitsizliklerin sosyal – kültürel farklılıklardan değil, gelir dağılımı adaletsizliğinden kaynaklandığını göstermeliyiz. Gelir dağılımı bozukluğuna, fırsat eşitsizliklerine, kayırmacılıkla himayeciliğe karşı savaş açmak. Hemşericiliğin, etnikçilik – dincilik – mezhepçilik – cinsiyetçiliğin siyasal toplumun kurucu yumruları olamayacağını ilan etmeli, bunlara karşı bireysel hak ve özgürlükleri genişletme daveti yapmalıyız.
Bilimsel-teknik üretim anlayışı seferberliğini başlatmak. Türkiye üretimde küresel tekellerin emek yoğun taşeronluğuna hapsedilmiştir. Küresel mali sistem, sattığı para karşılığında ülkenin topraklarını, üreticinin araçlarını ipotek altına almıştır. Yaşanan ‘refah artışı’ küresel tekelciliğe borçlanmayla yaşanan bir yalan rüzgarıdır. Bir türlü kurulamamış “yeni dünya düzeni”ne karşı üzerimizdeki tek vesayet olan emperyalist vesayeti kırıp atmak için bilim-tekniğe dayanan yaratıcılığın sihirli gücünü görmeli ve göstermeliyiz.
Küreselciliğe karşı uluslararası dayanışmayı yükseltmek: Emperyalist dünya sisteminin kurumsal ve mali kuşatmasına karşı, dünya için adalet ve barış mücadelesinin uluslararası dayanışmasını örmek zorundayız. Türkiye’nin yüzünü nereye dönmesi gerektiği sorusu artık tarihte kalmıştır. Türkiye’yi yalnızca Batı’ya ve yalnızca İslam-Arap ülkelerine bağlama çabalarının nasıl bir çıkmaz olduğu yaşanarak görüldüğüne göre, dünya yeni dengelere doğru ilerlediğine göre, ilişkilerimizi dört bir tarafımızla yeniden inşa etmeliyiz.
KIRLANGIÇLAR ZAMANI
Bugünün üzüntüsünü aşmamızın yolu bu hareket tarzında gizli.
100 yıl önceki müdafaa-i hukuk hareketinde olduğunda gibi.
Gördüm, Anadolu’nun dört bir köşesinde 2019’u özleyenler var. Duydum, ‘biz buradayız, öbür köşelerdekilerle birleşmek için kendimizi ayakta tutuyoruz’ diyorlar. O halde şimdi söyleme zamanı…
Şimdi, Anadolu’nun saçaklarında diriliğini koruyan kırlangıçların birlikte harekete geçme zamanı. Şimdiye kadar içinde yer alınmış siyasal partilerin bir önemi yok. Sağda ya da solda yerleşmiş olmanın bir önemi yok. İlkelerimizin, kutsallarımızın, geleceğe ilişkin adalet ve barış rüyamızın, kaçınılmaz olanın yaratılma zamanı. Akılla, emekle, sabırla, inançla.
Şimdi kırlangıçların topluca harekete geçme zamanı...
kaleminz susmasın
YanıtlaSiliyi ki varsınız.
YanıtlaSil