5 Nisan 2016 Salı

2000 MODEL YENİ-ANAYASACILIK HAKKINDA


2012 yılının yaz ayları… Berlin’de Suriyeli “muhalifler” Esad sonrası için anayasa çalışmaları yapmışlar.

Bundan yaklaşık dört yıl önce, 5 Ağustos 2012 günlü Star Gazetesi’nde Saadet Oruç imzalı yazı, yukarıdaki bilgiyi verdikten sonra on yıl öncesini anımsıyor ve şöyle yazıyordu:
“Benzeri bir çalışma, 2002 yılı sonbaharında Saddam Hüseyin halen Bağdat’ta iken, Paris’te Irak’a ilişkin olarak yapılmıştı. Paris Kürt Enstitüsü’nün organize ettiği toplantı, Fransız Ulusal Meclisi’nde yapılmış ve Mesut Barzani, Celal Talabani’nin aralarında olduğu çok sayıda Iraklı Kürt ve Arap muhalif isim katılmıştı. Saddam gitmeden belliydi. KDP kilit bakanlıkları, Talabani cumhurbaşkanlığını istiyordu, Barzani de bizzat hükümette yer almayacaktı. Öyle de oldu….”
*

Bilgiler değerli.

Birincisi, 2005 Yeni-Irak Anayasası, Paris’te hazırlanmış.

İkincisi, orada kurulmuş olan Kürt Enstitüsü marifetiyle yazılmış.

Üçüncüsü, Fransız parlamentosu bu enstitüye salonlarını -kanatlarını açmış.

Sonra, bir yıl içinde, Fransızların da içinde olduğu “uluslararası koalisyon” askerlerinin postalları Irak topraklarını çiğnedi. Bu ‘uygarlar’ ile ortadoğunun ‘kadimleri’ olduğunu söyleyenlerin işbirliği zafere ulaşsın diye neler yapıldığını gözlerimizle gördük, kulaklarımızla duyduk. El Garib adlı olanı başta olmak üzere işkencehanelerin kuruluşuna, Iraklıların idam sehpalarına çekilişlerine, kent ve kasabalarının işgal edilişine, 1,5 milyon Iraklının canından edilmesine, milyonlarca Iraklının yerinden yurdundan edilmesine, kısacası çağımızın vahşetleri arasında unutulamazlardan birine tanık olduk…

*

Demek daha sonra, 2012’de başka bir ‘uygar’ merkez, Almanya’nın Berlin’i sıra almış; aynı işler Suriye için yapılmaya başlanmış. Bu sefer marifet sahibi kuruluş “Almanya’nın dış politika alanındaki en önemli düşünce kuruluşlarından” biri olan Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı olmuş. Ama bir eşgüdümlü kurum daha varmış; o da ABD’den Barış Enstitüsü.

“Aralarında eski generaller, ekonomi ve hukuk uzmanları, etnik grup ve mezhep temsilcilerinin de bulunduğu” Suriyeli muhalifler, kendi ülkeleri için hazırlanan planlarda, Berlin masasında yer almışlar.

Bu haberleri 28 Ağustos 2012 günü Deutsche Welle Türkçe adlı internet sitesi vermişti. Aynı yazıda şunu da söylüyordu: “Muhalefetin en önemli taleplerinden biri, geçiş dönemi için bağımsız bir yargının hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi ve keyfî iktidardan hukuk devletine dönüşüm”. Irak’ta yaşanan işgal deneyimine bakılırsa, istedikleri şey kendi ülkeleri için de El Garib uygulamaları…

2016 yılının ortalarına geliyoruz; muratları olmadı; ne mutlu ki Suriye halkı direnişini sürdürüyor.

*

Biz tanıklara kalan ise derin bir hayret duygusu.

İnsanlar, üstelik “aydın, uzman” diye anılan türden insanlar, kendi uluslarıyla vatanlarının, etnik ve mezhep temsilcileri eşliğinde bu tür masalara yatırılmasına ve vahşice yıkılmasına nasıl ortak olurlar?

Türkiye’de Yeni Anayasacılara Geçit Yok!

İlgili yazı: Yeni-Anayasacılığın Dünya Haritası 


(BAG, Yeni Adana, 4 Nisan 2016)

1 yorum:

  1. Hocam yazıyı büyük bir hayret ve endişe ile okudum. Çok tanıdık geliyor insana yukarıda anlattıklarının. . Hepimiz uzaktan da olsa ne yazık ki görüyor ve etkilerini ülkemizde yaşıyoruz. Önemli olanın Suriye ve halkının direnmesi mi, yoksa Rusya ve İran'ı son anda kendi çıkarları için işe dahil olması mı.? Rejimin bu kadar dayanıklı olması sevindirici olsa da bir çok Suriyeli ülkesinde savaşmaktansa kaçıp gitti. Bu da ayrı bir mesele.. Biz bu darboğazdan nasıl çıkacağız, özellikle yeni anayasa dsyatmalarından, üstelik sizin söylediğiniz gibi, bu planlama dışarıda yapıldıysa daha da vahim.. Saygılarımla

    YanıtlaSil