30 Eylül 2014 Salı

KIRIKOĞLU'NA TEŞEKKÜR


Cumhuriyet Halk Partisi, güçlü genel sekreterlik modeline göre örgütlendiği 2010 yılına kadar 8 genel başkana ve 23 genel sekretere sahip olmuş. Genel sekreterlerden biri, 1971 – 1973 arasında görev yapan Kamil KIRIKOĞLU. Yaşamını 65 yaşındayken 1979’da yitiren Kırıkoğlu’nun 23. Kurultay konuşması çarpıcı.

27 Kasım 1976’da toplanan Kurultay’ın önemi, Altı Ok’a yeni altı-ilke eklemesi yapan bir Program taslağı getirilip, partinin Sosyalist Enternasyonal üyeliğinin kabul edilmesinde gizli. İşte bu Kurultay’da Kırıkoğlu günümüzde her yanı sarmış olan “tematik sıralama” yerine genelden özele “analitik sıralama”nın etkileyici bir örneği olarak, önerilerini dünya koşullarının çözümlemesiyle başlatan bir konuşma yapmıştı.

Dünya Koşulları
“Küçülen dünyamızda ülke içi sorunlar, uluslararası gruplaşmalar ve çıkar çatışmalarının bir uzantısı haline gelmiştir. Bu olgu, özellikle dışa bağımlılıktan doğan sorunları gittikçe büyüyen ülkemiz için fazlasıyla geçerlidir. Çözümleme önerilerinde bu kriterin gözden kaçırılmaması gerekir.”
Bugün sıkı sıkıya sarılmamız gereken bir düşünme tarzı. Kırıkoğlu bu sözlerle, son yıllarda “küreselleşme kaçınılmazdır, sakıncalarından sakınıp fırsatlarından yararlanalım” diyen teslimiyetçi fırsatçılıktan pek farklı bir yaklaşım sergiliyor. Aklı memlekete odaklı. Dünya koşullarındaki yoğunlaşmayı bağımlılık gerçeğimizle etkileşimi bakımından değerlendirmeliyiz diyor. “Türkiye üçüncü dünyanın ülkeleri saflarına katılmalıdır”. OECD ve Uluslararası Enerji Ajansı, NATO ve AET ile ABD ilişkilerimize açıklık kazandırmamız gerektiğini söylüyor. Fransa ve Yunanistan gibi NATO’nun askeri kanadından çekilme cesareti göstermemiz, AET ile imzalanmış “Katma Protokol”ün ıslahı yoluna giderek bu kurumla Akdeniz ülkeleri arasında kurulan rejime benzer yeni bir ilişki sistemine gitmemiz gerektiğini dile getiriyor. Bunun Batı ile aktif ve olumlu ilişkiler kurmamıza engel değil, aksine yardımcı olacağını ilan ediyor.

İslamcı Akımlar
“Türkiye’de faşizm kitle tabanından tamamen yoksun olduğu için sadece teröre dayalı bir hareket olarak belirmekte ve bu niteliğiyle emperyalizmin ve kapitalizmin en karanlık oyunlarına alet olan tehlikeli bir özellik kazanmaktadır. Buna karşılık belli bir kitle tabanına sahip olan… İslamcı akım… kapitalizmin gelişmesinden ve emperyalizmin milli sınır tanımayan baskısından yılgınlığa kapılan küçük ve orta mülk sahiplerinin tepkisini emin kanallara ve giderek sermayenin hizmetine yöneltmek gibi bir görev yüklenmiştir.”
Çok önemli değil mi? Daha 1976 tarihli konuşmasında Kırıkoğlu, “bu tepkinin büyük sermaye, dış çıkar çevreleri ve faşizmin hizmetine sevk edilmesini önlemek için çaba sarf edilmesi” uyarısı yapmaktadır. Bunun, gerçekçi ve sosyo-ekonomik politikalar geliştirmekle başarılacağı görüşünde.

Programımız Ne Olmalı?

Kırıkoğlu için diğer temel başlıklar da şunlar:
* Sağın ittifaklar cephesine karşı, CHP’nin kendi dışındaki ilerici güçlerle sürekli koalisyon olanaklarını geliştirmesi gerekir.
* Fikir ve örgütlenme özgürlüğü, belli çıkar çevreleriyle dıştaki tekelci ortaklarının mali güçlerine ve politikadaki ustalıklarına karşı en etkili mücadele aracıdır.
* Emekçi kesimler arasında yüzyıllardır ekilmiş nifak tohumlarına ve çelişkilere karşı “halkın birliği ilkesi”yle adil bir düzenin kurulması için çalışılmalıdır.
* Bürokratik değil demokratik devletçilik, çok uluslu dev şirketler ağı karşısında nefes alabilmenin ve kalkınmanın gereğidir. Planlı bir ekonomik düzen, çıkış yolumuzdur.
* Güçlü sendikacılık ve tarımda demokratik kooperatifçilik, demokrasinin gelişmesi için zorunlu iktisadi temeldir.
* Bugün bütün dünyada demokrasinin işlemesini engelleyen en büyük tehlike, solun iktidarına karşı kanlı darbeler hazırlamaktan dahi geri kalmayan uluslararası sermaye ve işbirlikçileri gerçeğidir. Bu nedenle, salt ekonomik gerekçelerle değil, demokrasinin güvence altına alınması için de… 
Bilmeli ve Anımsamalı

Siyaset ve CHP deneyimini öğrenmemizi sağlayanlara teşekkür borcumuz büyük. Bunlardan biri olarak Tanju CILIZOĞLU’nun Kırık Politika –Anılarla Kamil Kırıkoğlu başlıklı kitabına teşekkür borcumuz çok.

Gerçekten de, her kuşak ve her yetkili, kendisinden önceki deneyimi bilmeli. Karşımıza çıkan sorunların hemen hiçbiri, insanlığın ilk kez karşılaştığı sorunlar değil. Aksine, bunlar daha önceden mutlaka görülmüş ve zaman zaman da pek güzel çiğnenip çözüme erdirilmiş sakızlar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder