Küreselleşme ideolojisi bir savla başlar: Ülkeler birbirine karşılıklı bağımlıdır. O halde küreselleşme çağında bağımsızlık talebi zamanını doldurmuştur; bu talep tarih dışıdır!
Küreselleşmeci görüşe karşı çıkan bizler, bu savın ateşiyle hızla "içe kapanmacı", "dünyaya sırt dönmek isteyen" kişiler olarak sözde mahkum edildik.
Ortalama insan zekasına hakaret sayılabilecek bir durum. Basit bir hile yapacak ve saldıracaksın!
BAĞLI BAŞKA BAĞIMLI BAŞKA ŞEY
Oysa bağımlılık karşılıklı olmaz; karşılıklı bağlılık olur. Bağımlılık, karşılıklı değil tek yanlı bir durumdur.
Birbirine karşılıklı bağlı olanlar, kendi yaşamlarını kendi iradeleriyle belirleyecekleri biçimde sürdürebilirler. Her biri yönlerini kendileri belirleyebilirler. Karşılıklı bağlarını, birbirleriyle yeniden ve yeniden müzakere ederek değiştirip yeniden kurabilirler.
Bağımlı olanların durumu ise böyle değildir. Taraflardan ikisi de değil, biri bağımlıdır. Bağımlının iradesi, karşısındaki tarafından teslim alınmıştır. Yönünü belirleme gücü yoktur. Bağımlı olanın içinde yer aldığı ilişkiyi kendinden güçlü olanı eşit bir müzakereye davet ederek yeniden kurma yeterliği yoktur. Bağımlılık durumunda iyiye doğru bir değişiklik, genellikle ancak itiraz, reddediş ve isyanla mümkün olur.
Bağımlılık, karşılıklı bağlardaki kötülük halidir. Gerçekten karşılıklı bağların güçlendirilmesi için iyileştirilmesi gereken hastalıklı bağ, çürük liftir.
DÜNYA BARIŞI BAĞIMSIZLIK GEREKTİRİR
Hiç kuşku yok, ülkeler arasındaki karşılıklı bağlılıklar, uygarlık ve dünya barışı için iyi bir şeydir. Bu bağları çoğaltan ticari ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesi yararlıdır. Karşılıklı bağların güçlendirilmesi, bu ilişkilere gösterilebilecek en yüksek özenin gösterilmesi ile mümkündür. Dünya barışı, ancak bu özen sayesinde sağlamlaştırılabilir.
Ama eğer, karşılıklı bağlarda bağımlılık hastalığı varsa, dünya barışı hiç tereddütsüz tehlikede demektir.
AB ülkeleri ile Türkiye arasında karşılıklı bağlılık olduğu bir gerçektir. Dışsatımımızın büyük kısmını AB ülkelerine yaptığımız, yurttaşlarımızdan hatırı sayılır büyüklükte bir kitlenin AB ülkelerinde yaşadığı gerçektir. AB için de Türkiye'nin önemli bir pazar ve dünyanın doğusuna erişme için önemli bir geçiş alanı olduğu gerçektir. Ama bu ilişkilerde AB güçlüdür; Türkiye'ye bağımlı değildir; buna karşın Türkiye bağımlı konumdadır.
ABD ile karşılıklı ticari ve iktisadi bağlarımız, AB'yle olan bağlara göre çok daha sınırlı olmakla birlikte, AB'den daha ağır bir tablo sergiler. Bu ülkeyle olan mali, askeri ve siyasi ilişkilerimizin "karşılıklı bağlılık" olduğunu kim ileri sürebilir? Türkiye'nin mali, askeri, siyasi olarak ABD iradesini yönlendirme gücü yoktur. Ama ABD bu güce kabul edilemeyecek ölçülerde sahip durumdadır. İki ülke arasındaki ilişki "karşılıklı bağlılık" değil, Türkiye'nin ABD'ye bağımlılık durumudur. ABD'nin Türkiye üzerinde ağır vesayeti, açık gerçeklerden biridir.
KARŞILIKLI BAĞLAR İÇİN BAĞIMLILIĞA HAYIR
Küreselleşme ideolojisi, ortadan kaldırılması gereken 'bağımlılık' durumuna ilişkin olarak, yalnızca "yok sayma" tutumu geliştirmiştir. Bunu da, "karşılıklı bağlılık" durumunu "karşılıklı bağımlılık" sözcüğü ile ifade ederek, kısacası 'garp kurnazlığı' sergileyerek kolay yoldan halletmeye çalışmıştır.
Diyelim ki iyi niyetle söylenmiş olsun. Karşılıklı bağımlılık sözünün, ülkeler arasındaki ilişkilerin her zamankinden çok daha güçlü olduğunu ifade etmek amacıyla kullanıldığını varsayalım. Bu durumda, cehennemin yolu iyi niyet taşlarıyla döşenirmiş sözünü anımsatmak görevimizdir. Ülkeler arasındaki ilişkilerde bir taraf kolonyalist/sömürgeci/emperyalist özelliklere sahipken, karşılıklı bağımlılıktan söz etmek, bu tarafın ekmeğine yağ sürmekten başka sonuç vermez.
Türkiye ve Türkiye'ye benzer konumdaki diğer ülkeler, dünya ülkeleriyle karşılıklı bağları güçlü, yani bağımlılık durumu ortadan kaldırılmış bir konuma yükseltilmelidir. Bu, aynı zamanda dünya barışını güvence altına almanın da en etkili yoludur.
Uygarlığın, bilim ve teknolojinin, insanlığın geldiği bu aşamada emperyalizmin küreselcilik ideolojisinin varlık gösterebilmesi utanç vericidir. Böyle basit hilelerle iş görmeye çalışması da içinde bulunduğu çaresizliğin göstergesi olsa gerektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder