Bu ayın -2014 Aralık- ilk günlerinde ABD Başkanı Obama “Rusya’ya yaptırımlarımız sürecek” derken, Rusya ekonomisi üzerinde çökertme amaçlı işler yaptıklarını bütün dünyaya ilan etti. Sözleri tam olarak şöyleydi:
“Vladimir Putin’in tutumu (Ukrayna’ya ilişkin) değişecek” konusunda iyimser olup olmadığımı sorarsanız, Rus politikacılar tarafından ekonomideki durum anlaşılmadan böyle bir gelişmenin yaşanacağını zannetmiyorum. Bu nedenle baskımıza (yaptırımlar olarak) devam edeceğiz.”
“Rusya’ya Yaptırım Koalisyonu”
Aynı günlerde ABD Temsilciler Kongresi, Rusya’ya saldırılarının artırılmasını isteyen bir karar aldı.
[Türkçesi şu adreste: http://turkish.ruvr.ru/news/2014_12_06/Yeni-Soguk-Savas-karari/
Orjinali ise: http://b.3cdn.net/kucinich/a8bb3ba91389f98e95_pym6iikbh.pdf ]
Adam Kinzinger adlı milletvekilinin önerdiği 758 numaralı bu karar, ibretlik bir belge. ABD’nin Rusya’ya karşı savaş ilanı niyetlerinin resmi belgesi sayılabilir. Batı dünyasını, tek tek saydığı haliyle “NATO üyelerini, ABD ortaklarını, Avrupa’yı ve diğer ülkeleri” Rusya’ya karşı yaptırım koalisyonu oluşturmaya çağıran 22 maddeli bir “yeni yaptırım paketi”. Kararın son cümlelerinde, amacın demokrasi, insan hakları ve tüm ülkeler için barış olduğunun yer alması ise, Irak ya da Libya ya da Suriye örneklerini yaşamış olan bizler için hiç şaşırtıcı değil.
Karara ilişkin olarak Dennis Kucinich adlı başka bir milletvekili “ne yaptığınızın farkında mısınız” diye ses vermiş. “Rusya’yı tecrit etme çağrıları Rusya tarafından savaş hazırlığı gibi algılanabilir; savaş çığırtkanlığı doğru iş değil. Uluslararası bir düzen sağlamanın yolu askeri harcamaları artırmaktan değil, diplomasi yollarını kullanmaktan geçer” uyarılarında bulunmuş.
Bu uyarılara karşın Amerikan meclisinde yalnızca 10 üye “hayır”, 411 üye “evet” oyu verince, Obama’nın politikası yalnızca desteklenmedi, daha hızlı ve sert bir çizgide davranmaya davet edilmiş oldu.
“İyilik” Bu Kez Kuzey Yönümüzde!
Kendini insan hakları, demokrasi, barış yurdu ilan eden ABD, bir kez daha otoriter, totaliter, diktatör, saldırgan, vb. vb. kötülükler diyarı ilan ettiği Doğu ile karşı karşıya geliyor. Bu sözde “iyilikler yurdu”, çeyrek yüzyıldır ülkemizin güneyinde, Ortadoğu’da idi. Şimdi ülkemizin kuzeyinde beliriyor.
Adam Kinzinger adlı milletvekilinin önerdiği 758 numaralı bu karar, ibretlik bir belge. ABD’nin Rusya’ya karşı savaş ilanı niyetlerinin resmi belgesi sayılabilir. Batı dünyasını, tek tek saydığı haliyle “NATO üyelerini, ABD ortaklarını, Avrupa’yı ve diğer ülkeleri” Rusya’ya karşı yaptırım koalisyonu oluşturmaya çağıran 22 maddeli bir “yeni yaptırım paketi”. Kararın son cümlelerinde, amacın demokrasi, insan hakları ve tüm ülkeler için barış olduğunun yer alması ise, Irak ya da Libya ya da Suriye örneklerini yaşamış olan bizler için hiç şaşırtıcı değil.
Karara ilişkin olarak Dennis Kucinich adlı başka bir milletvekili “ne yaptığınızın farkında mısınız” diye ses vermiş. “Rusya’yı tecrit etme çağrıları Rusya tarafından savaş hazırlığı gibi algılanabilir; savaş çığırtkanlığı doğru iş değil. Uluslararası bir düzen sağlamanın yolu askeri harcamaları artırmaktan değil, diplomasi yollarını kullanmaktan geçer” uyarılarında bulunmuş.
Bu uyarılara karşın Amerikan meclisinde yalnızca 10 üye “hayır”, 411 üye “evet” oyu verince, Obama’nın politikası yalnızca desteklenmedi, daha hızlı ve sert bir çizgide davranmaya davet edilmiş oldu.
“İyilik” Bu Kez Kuzey Yönümüzde!
Kendini insan hakları, demokrasi, barış yurdu ilan eden ABD, bir kez daha otoriter, totaliter, diktatör, saldırgan, vb. vb. kötülükler diyarı ilan ettiği Doğu ile karşı karşıya geliyor. Bu sözde “iyilikler yurdu”, çeyrek yüzyıldır ülkemizin güneyinde, Ortadoğu’da idi. Şimdi ülkemizin kuzeyinde beliriyor.
Elbette yine kendi ilanı olan “iyilikler” için harekete geçiyor; Ukrayna, Gürcistan, Moldova ve Avrupa ülkelerinin demokrasisi için kendini düşünmeden öne atılan fedai görüntüsüyle sahne alıyor. Kendisi için bir şey istiyorsa ne olsun! Her yaptığı demokrasi, insan hakları, barış için!
Aynı “diktatör” Saddam Hüseyin’in nükleer – kimyasal her türden yıkıcı silahlanmasına karşı Ortadoğu ile tüm dünyayı kurtarmak için yaptığı gibi! Irak’ta böyle silahlar olmadığı, iddianın bir yalandan ve hatta kumpastan ibaret olduğu ortaya çıktı çıkmasına, ama bu ayrıntı üzerinde durmak olmaz; ya doğru olsaydı? … Ebu Garib ve Guantanamo işkencehanelerindeki vahşet de bir ayrıntı. İnsan haklarını öğrenmek kolay iş mi! Bizim gibi az gelişmiş dünyanın az gelişmiş insanları, insan haklarını böyle böyle öğreneceğiz.
Doğru Tavır İçin Hazırlanmak
1990’dan bu yana yaşadıklarımızdan yeterince ders çıkarmış olmalıyız. “Diktatör” etiketlerini kimler kimlere yapıştırıyor? “Demokrasi, insan hakları, barış” sözleri kimin ağzında? Ve bu sözler kime karşı kıyıcı kanlı bir silah olarak kullanılıyor?
Aklımız bu soruların yanıtlarını şimdiden vermeli. Şimdiden vermeli ki, olaylar ortalığa saçıldığında, gerçeklerle doğruların yanında saf tutmakta bir kez daha geç kalmayalım. Güney komşularımız için sergilediğimiz yalpalamalı halleri, kuzey komşularımız için bir kez daha sergilemeyelim. Müttefikimiz Atlantik’e karşı “dur bi yol hele” diyelim ve güzelim Karadeniz’i yeni bir hesapsız saldırganlığa teslim etmeyelim.
Rusya Başkanı Putin’in Türkiye ziyaretini bu çerçeve içinde görmekte yarar var. Atlantik ötesinden gelen emperyalist saldırganlığa geçit vermemek için Türkiye – Rusya birlikteliği şimdi çok gerekli.
[Yeni Adana Gazetesi, 8 Aralık 2014]
Aynı “diktatör” Saddam Hüseyin’in nükleer – kimyasal her türden yıkıcı silahlanmasına karşı Ortadoğu ile tüm dünyayı kurtarmak için yaptığı gibi! Irak’ta böyle silahlar olmadığı, iddianın bir yalandan ve hatta kumpastan ibaret olduğu ortaya çıktı çıkmasına, ama bu ayrıntı üzerinde durmak olmaz; ya doğru olsaydı? … Ebu Garib ve Guantanamo işkencehanelerindeki vahşet de bir ayrıntı. İnsan haklarını öğrenmek kolay iş mi! Bizim gibi az gelişmiş dünyanın az gelişmiş insanları, insan haklarını böyle böyle öğreneceğiz.
Doğru Tavır İçin Hazırlanmak
1990’dan bu yana yaşadıklarımızdan yeterince ders çıkarmış olmalıyız. “Diktatör” etiketlerini kimler kimlere yapıştırıyor? “Demokrasi, insan hakları, barış” sözleri kimin ağzında? Ve bu sözler kime karşı kıyıcı kanlı bir silah olarak kullanılıyor?
Aklımız bu soruların yanıtlarını şimdiden vermeli. Şimdiden vermeli ki, olaylar ortalığa saçıldığında, gerçeklerle doğruların yanında saf tutmakta bir kez daha geç kalmayalım. Güney komşularımız için sergilediğimiz yalpalamalı halleri, kuzey komşularımız için bir kez daha sergilemeyelim. Müttefikimiz Atlantik’e karşı “dur bi yol hele” diyelim ve güzelim Karadeniz’i yeni bir hesapsız saldırganlığa teslim etmeyelim.
Rusya Başkanı Putin’in Türkiye ziyaretini bu çerçeve içinde görmekte yarar var. Atlantik ötesinden gelen emperyalist saldırganlığa geçit vermemek için Türkiye – Rusya birlikteliği şimdi çok gerekli.
[Yeni Adana Gazetesi, 8 Aralık 2014]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder