Cumhurbaşkanı ve AKP “yeni anayasa gerek, çünkü başkanlık lazım” diyor.
PKK ve HDP “yeni anayasa gerek, çünkü özerklik lazım” diyor.
Bu iki kesim ortaklaşa “yeni anayasa gerek, çünkü Türk’ü silmek lazım” diyorlar.
CHP ve MHP “yeni anayasa gerek, çünkü …....”
Bu iki partinin çünkü’lerini bulamadım.
Metinlerini inceleyip, teknik suratlı terimlerin ardından niyetlerini okumadan, kamuoyuna açıkça söyledikleri sözlerini aradım, bulamadım.
CHP ve MHP, ikisi de “yeni anayasa gerek” diyorlar. Ama kendi lazım’ları nedir, bunu söylemiyorlar. Açıklamış olmaları gerekirdi. Açıklamadılar.
O halde bizim sormamız gerekiyor:
Size neden lazım?
CHP açıklamalarında “başkanlık lazım değil” diyor. Türklüğü kaldırmak konusunda bu kadar yüksek sesle değil, çünkü kendi tabanından “hadi oradan, kimsin sen!” azarı yiyeceklerinden korkuyor, ama üstü kapalı yazıp mırıldanma usulüyle “Türklüğü kaldırmak lazım” diyor. Yerel yönetimleri güçlendirmekten, yerel yönetim özerklik şartından dem vurup “bir özerklik rüzgarı lazım” diyen bir pozisyona oturuyor. Kendine ait bir lazım’ı yok. AKP ile PKK/HDP lazım’larına göre konuşuyor.
MHP açıklamalarında başkanlık konusunda tereddütlü gibi. Buna karşılık “Türklüğe dokunma, özerklik yok” diyor. Onun da kendine ait bir lazım’ı yok.
Kendilerine ait lazım’ları yok, ama “yeni anayasa gerek” diyorlar. Neden?
CHP ile MHP 2010 – 2014 arasında anayasa değişikliği masasına “istemezükçü görünmemek”, “masadan kalkan olmamak”, “uzlaşmacı görünmek” uğruna oturmuşlardı. Şimdi ortam değişti. Toplumdan yükselen ses “ortak olmayın” sesi. Artık uzlaşmacı görüntü prim yapmak bir yana, teslimiyetçilikle suçlanmalarına neden oluyor.
Bu ortama karşın “yeni anayasa” masasındalar. Neden?
Üstlerinde dış dünyadan, Atlantiğin iki yakasına yerleşmiş ABD ve AB çevresinden baskı var da ondan mı? Bu üst-akıl “Ortadoğuda yeni bir harita olmalı, siz de onu kolaylaştırmalısınız” diyor; bunun için “ulusal – üniter yapı çözülsün, bölgelere ve milliyetlere özerklik verilmiş gevşek bir Türkiye yaratılsın” istiyor; ve “böyle bir şey ancak yeni bir anayasayla mümkün olur” diyor. Bu nedenle olabilir mi?
“Yeni Anayasa”nın esas oğlanları bunlarsa, AKP iktidar uğruna bu cendereye sıkışmışsa, muhalefet partilerinin bu durumda aksini yapmaları gerekmez mi? Şiddetli bir şekilde “Yeni Anayasa Müzakeresi Yok” deyip hem AKP’yi hem de Türkiye’yi kurtarmaları daha akıllıca değil mi?
Yoksa, AKP – CHP – MHP’nin vatansever kadroları “büyük devletlerle kafa kafaya gelinmez, çubuğu kırılacak kadar bükmemeli, istediklerini verelim”ci kadrolar mı? Bu “pozitif, uzlaşmacı olalım” hali bizim yerlilerin birbirleriyle değil de Atlantik oğlanlarıyla uzlaşma görüntüsü mü?
Herşeyi böyle dış dünyaya, emperyalizme bağlamak olur mu? Koskocaman Türkiye’nin siyasal aktörleri bu kadar sıfır mı?
Herhalde değildir.
Ama doğrusu gözlerim, eğer varsa, sıfırdan fazlalıkları seçmekte zorlanıyor. AKP’nin Osmanlı “misakı milli”siyle sınırları genişletici neo-osmanlıcılığının BOP zamanına rasgelmiş olması gözlerimi bulandırıyor. Başkanlık önerisi, bu ürkütücü rastlantıya örtü gibi duruyor. PKK’nın Türkiye, İran, Irak, Suriye’de dörtlü konfederasyonculuğunun aynı ABD projesi dönemine denk gelmesi de… Bunların karşısında CHP ile MHP’nin kendi lazım’ları olmadan sergilediği yeni anayasacı profil, gözümde sıfırı bile önemli bir değer haline getiriyor.
Sorun buradaysa, o zaman AKP, CHP, MHP, HDP, vb. tüm kurumların yörüngelerinde hareket eden herkesin sil baştan bir değerlendirme yapması zorunlu demektir.
PKK ve HDP “yeni anayasa gerek, çünkü özerklik lazım” diyor.
Bu iki kesim ortaklaşa “yeni anayasa gerek, çünkü Türk’ü silmek lazım” diyorlar.
CHP ve MHP “yeni anayasa gerek, çünkü …....”
Bu iki partinin çünkü’lerini bulamadım.
Metinlerini inceleyip, teknik suratlı terimlerin ardından niyetlerini okumadan, kamuoyuna açıkça söyledikleri sözlerini aradım, bulamadım.
CHP ve MHP, ikisi de “yeni anayasa gerek” diyorlar. Ama kendi lazım’ları nedir, bunu söylemiyorlar. Açıklamış olmaları gerekirdi. Açıklamadılar.
O halde bizim sormamız gerekiyor:
Size neden lazım?
*
CHP açıklamalarında “başkanlık lazım değil” diyor. Türklüğü kaldırmak konusunda bu kadar yüksek sesle değil, çünkü kendi tabanından “hadi oradan, kimsin sen!” azarı yiyeceklerinden korkuyor, ama üstü kapalı yazıp mırıldanma usulüyle “Türklüğü kaldırmak lazım” diyor. Yerel yönetimleri güçlendirmekten, yerel yönetim özerklik şartından dem vurup “bir özerklik rüzgarı lazım” diyen bir pozisyona oturuyor. Kendine ait bir lazım’ı yok. AKP ile PKK/HDP lazım’larına göre konuşuyor.
MHP açıklamalarında başkanlık konusunda tereddütlü gibi. Buna karşılık “Türklüğe dokunma, özerklik yok” diyor. Onun da kendine ait bir lazım’ı yok.
Kendilerine ait lazım’ları yok, ama “yeni anayasa gerek” diyorlar. Neden?
*
CHP ile MHP 2010 – 2014 arasında anayasa değişikliği masasına “istemezükçü görünmemek”, “masadan kalkan olmamak”, “uzlaşmacı görünmek” uğruna oturmuşlardı. Şimdi ortam değişti. Toplumdan yükselen ses “ortak olmayın” sesi. Artık uzlaşmacı görüntü prim yapmak bir yana, teslimiyetçilikle suçlanmalarına neden oluyor.
Bu ortama karşın “yeni anayasa” masasındalar. Neden?
*
Üstlerinde dış dünyadan, Atlantiğin iki yakasına yerleşmiş ABD ve AB çevresinden baskı var da ondan mı? Bu üst-akıl “Ortadoğuda yeni bir harita olmalı, siz de onu kolaylaştırmalısınız” diyor; bunun için “ulusal – üniter yapı çözülsün, bölgelere ve milliyetlere özerklik verilmiş gevşek bir Türkiye yaratılsın” istiyor; ve “böyle bir şey ancak yeni bir anayasayla mümkün olur” diyor. Bu nedenle olabilir mi?
“Yeni Anayasa”nın esas oğlanları bunlarsa, AKP iktidar uğruna bu cendereye sıkışmışsa, muhalefet partilerinin bu durumda aksini yapmaları gerekmez mi? Şiddetli bir şekilde “Yeni Anayasa Müzakeresi Yok” deyip hem AKP’yi hem de Türkiye’yi kurtarmaları daha akıllıca değil mi?
Yoksa, AKP – CHP – MHP’nin vatansever kadroları “büyük devletlerle kafa kafaya gelinmez, çubuğu kırılacak kadar bükmemeli, istediklerini verelim”ci kadrolar mı? Bu “pozitif, uzlaşmacı olalım” hali bizim yerlilerin birbirleriyle değil de Atlantik oğlanlarıyla uzlaşma görüntüsü mü?
*
Herşeyi böyle dış dünyaya, emperyalizme bağlamak olur mu? Koskocaman Türkiye’nin siyasal aktörleri bu kadar sıfır mı?
Herhalde değildir.
Ama doğrusu gözlerim, eğer varsa, sıfırdan fazlalıkları seçmekte zorlanıyor. AKP’nin Osmanlı “misakı milli”siyle sınırları genişletici neo-osmanlıcılığının BOP zamanına rasgelmiş olması gözlerimi bulandırıyor. Başkanlık önerisi, bu ürkütücü rastlantıya örtü gibi duruyor. PKK’nın Türkiye, İran, Irak, Suriye’de dörtlü konfederasyonculuğunun aynı ABD projesi dönemine denk gelmesi de… Bunların karşısında CHP ile MHP’nin kendi lazım’ları olmadan sergilediği yeni anayasacı profil, gözümde sıfırı bile önemli bir değer haline getiriyor.
Sorun buradaysa, o zaman AKP, CHP, MHP, HDP, vb. tüm kurumların yörüngelerinde hareket eden herkesin sil baştan bir değerlendirme yapması zorunlu demektir.
[BAG, Aydınlık Gazetesi, 10 Ocak 2016]
Hocam, öncelikle bir blog açarak sanalağı etkin ve verimli kullandığınız için sonsuz teşekkürler. Yazınız yüreğimize su serpti. İyi ki varsınız.
YanıtlaSil