İnternette yakıntarihimiz.org adlı
bir site var. Üstünde ‘eyy Kemalistler, o
olmasaydı biz olmazdık’lardan ne zaman vazgeçeceksiniz” şeritleri geçiyor. Bu
sitede, FETÖ/PDY’nin Kanada imamı olduğu söylenen Faruk Arslan adlı kişinin şimdi
erişilemeyen kendi sitesinden aynen alınarak 2 Mart 2012’de yayımlanmış bir
röportajı okumak mümkün.
*
Röportaj, Prof. Dr. Dimitri Kitsikis ile yapılmış. Kitsikis bir Yunan Türkolog. Savunduğu
temel görüşü başlığına taşıdığı Türk –
Yunan İmparatorluğu adlı kitabı, İletişim
tarafından 1996 yılında Türkçe yayımlanmış bulunuyor. Kitabı ilgi çekici. Ama
asıl ilgi çekici olan, yukarıda andığım röportaj.
Kitabına bakarsanız, o bir ‘doğucu’. ‘Batı’nın nasıl yıkıcı
olduğunu anlatıyor. Kitaptan değil ama röportajdan başka bir şey öğreniyoruz. Evet,
o bir ‘doğucu’, ama zinhar Avrupacı değil;
“AB Yunanistan ve Türkiye için altın
hapishane” diyor. O bir Amerikancı.
Kimi sözcüklerdeki yanlış yazımlara dahi dokunmadan,
şöyle:
*
Röportaj
başlığı: “ABD modern Osmanlıyı kuruyor”.
“Kitsikis: AB’nin amacı sadece kapitalizmin
istikrarını üye ülkelerde sağlamak değil. Aynı zamanda üyelerini ulus
devletlerden Katalonya ve Patanya’da yaptığı gibi AB eyaletlerine dönüştürmeye
çalışıyor. Ulus devletler yok ediliyor. Yunanlılar gibi Türklerde bunu
kabullenemezler. Türkiye ve Yunanistan, ABD’nin sunduğu çözüm önerisini takip
edebilirler. Washington Türkiye ve Yunanistan’ı büyük bir konfederasyona
dönüştürerek AB’nin etkisine karşı balans ayarı yaptırmaya çalışıyor. Ayrıca AB
ile ilişkide olacak bu oluşumun AB’nin çözülmesine yarayacağını düşünüyor.”
Soru: ABD’nin Osmanlı imparatorluğunu yeniden diriltmeye
çalıştığını mı söylemek istiyorsunuz?
Kitsikis: ABD, Türkiye ve Yunanistan’ın etkisi azaltılmış genişletilmiş bir
konfederasyon planlıyor. Bu oluşuma Kürt devleti, Gürcistan, Ermenistan ve
İsrail Ortadoğu’dan katılacaklar. Batıda ise Thracian devletleri
Arnavutluk ve Makedonya dahil olacak. Osmanlı imparatorluğu yeni modern bir
formatda canlanacak. Ottawa’nın Kanada’nın başkenti olduğu gibi İstanbul
Konfederasyonun başkenti olacak. Türkçe ve Yunanca, konfederasyonun iki resmi
dili olarak belirlenecek. Diğer bağlı devletler kendi dilleri Arnavutca,
Makedonca, Kürtce, Ermenice, Gürcüce, Arapca ve İbranice kullanmaya devam
edecekler. … Türk ve Yunan Konfederasyonu geçmişte başarılı oldu, tekrar
kurulursa bugünkü Kanada federasyonu gibi başarılı olabilir.”
*
Kitsikis 2012 tarihli röportajın bitiminde
“ABD Dışişleri ve politik karar
merkezleri, uzun süre olayın farkına varamadı, devlet arşivleri buna şahittir.
Ancak son dönemde Washington, bu
planın çalışabilir olduğunu anladı
ve uygulamaya koydu” diyor.
Öyle anlaşılıyor ki, Kitsikis, Abdullah Gül’ün 2007 Gürcistan
temaslarını, 2009 Ermenistan Protokollerini, 2010 Yunanistan’la Yüksek
İşbirliği Konseyini, Irak – Suriye temaslarını… bu stratejinin parçası diye
görmüş.
Doğrusu, açılımlar ve komşularla sıfır sorun siyasetlerini hiç böyle
değerlendirmemiştim.
*
Kitsikis odasında
oturup hayali kitaplar yazan biri değil. Wikipedi’deki sayfasından öğreniyoruz
ki Boğaziçi, Bilkent, Gediz
üniversitelerinde dersler verdiği gibi, danışmanlıklar da yapmış. “Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Yunanistan’ın önemli
politik figürü Giorgos Papandreou’a
danışmanlık yaptım.”
*
Yeni-Osmanlıcılığı besleyen BOP’un kayıp
parçaları ilginç değil mi? Milli/ulusal devlete karşı genişletilmiş federasyonculuk özlemi
çok sürpriz içeriyor. Bildiğimiz ve bilmediğimiz her türlü ‘sürpriz’e karşı
hazır olmanın yolu, Türk Milleti’nin egemenlik hak ve yetkisini savunmaktan
geçiyor.
[BAG, Aydınlık, 4 Aralık 2016]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder