Doğu – Batı
tartışması, eski bir konu.
Önceden Batı demek, Avrupa medeniyeti
ve Batı Avrupalı sömürgecilik demekti. Avrupa medeniyeti, Çarlık Rusyası ile
Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına vurduğunda sorgu suale açılmıştı. Avrupa
sömürgeciliği ise buralarda, ama asıl türlü örnekler sergilediği Asya’nın geri
kalan topraklarıyla Afrika’da yaygın ve derin nefret konusu oldu.
Günümüzde ise Batı, artık Atlantik
okyanusunun batısındaki Amerika. Bundan yüz yıl önce Avrupa’nın sömürgeciliğini
bırakıp medeniyetini aldığı ileri sürülen kuzey Amerika, ABD. Atlantik’in bize
doğru olan doğu yakasındaki eski batı, şimdi bunun yardımcı kuvvet durumunda.
Önceden Doğu demek, Çarlık Rusyası ile
Osmanlı gelmek üzere, Avrupa medeniyetine ve sömürgeciliğine maruz kalan dünya
anlamına geliyordu.
Şimdi Doğu, Avrupa’nın ortasından bize
doğru olan kısmı ve Asya’nın bizden doğuya doğru açılan toprakları, yani bütün
Avrasya. Ve elbette onunla birlikte Atlantik şiddetine maruz kalan dünyanın tümü.
*
Bugünün Batı’sı
Atlantik dünyasında işler karışık.
TTIP ve TPP
kısaltmalarıyla anılan ticaret ağı atılımları, durumu güzel açıklıyor. Bu
anlaşmaların ikisi de, küreselci ticaret sisteminin çöküşü üzerine, ABD tarafından
gündeme getirilmişti. ABD dünyayı TTIP’le Avrupa üzerinden, TPP ile Asya’nın
doğu kıyıları üzerinden sarmaya kalkışmıştı.
Bu iki anlaşma
da 2017 yılında Trump eliyle atıl hale geldi.
*
TTIP, Transatlantik Ticaret ve Yatırım
Anlaşması’ydı; imzacıları ABD ile AB idi.
Küreselleşme
projesinin batışıyla birlikte, Amerika’da Clinton-Obama çizgisi eliyle 2008’den
başlayarak 2013’te protestolarla karşılanacak kadar ilerlemişti. Protestoların
merkezinde Almanya vardı. Avrupa ülkelerinde bu anlaşma gizli yürütüldüğü için,
yalnızca tekellerin yararına ve mutlak olarak yurttaşların zararına olduğu için
protesto edilip reddediliyordu. TTIP bir Atlantik bloğu doğuracaktı. Bu blok,
ABD – Avrupa tekellerine, dünya ticaretinin geri kalan yarısını, parmak
oynatmadan yönetme gücüne kavuşturacaktı.
Trump ile
birlikte, 2017’de işler durdu. Trump “Avrupa çeliğine %25 ithalat vergisi
koyacağız” deyince, AB de hemen gümrük vergisi koyulacak Amerikan malları
listesi hazırlamaya başladı. Yani TTIP olmadı. Aksine Atlantik’in iki yakasında
ticaret savaşları boy verdi.
*
Hemen aynı
dönemde, 2015’te ilan edilen öbür anlaşmanın kısa adı TPP, açık adı Trans Pasifik Anlaşması’ydı. TTIP ile Atlantik
okyanusu üzerinden Avrupa’ya uzanan ABD, TPP ile öbür yanındaki Pasifik
Okyanusu üzerinden Asya kıtasının doğu kıyılarına uzanmıştı. Anlaşma’da 12 ülke
vardı; Amerikan kıtasından Kanada, Meksika, Şili, Peru; öte kıyıdan Avustralya,
Yeni Zelanda, Japonya, Malezya, Brunei Darüsselam, Vietnam, Singapur.
Trump’ın başkan
seçilmesinden sonra ABD 2017’de bu anlaşmadan çekildi.
*
Batı, “sömürgeciliği tek dünya hükümetli küresel
sömürgeciliğe evireyim” derken beceremedi. O zaman “bari trans-okyanusçulukla bölgeleşeyim” dedi, sözde serbest
ticaretçi diktatörlüğün bu biçimini de tutturamadı.
*
Günün
egemeninde işler bu kadar zora girmişken, bizim merkez gazete köşelerinden
ortalığa “iyi de, Avrasya ne vaat
ediyor?” sorularının saçılması hem komik hem trajik. Türkiye’yi gidip
sandıkta oy kullanacak seçmen gibi gördüğü için komik. Ona kim hoş bir şey vaat
edecekse oyunu ona verecek! Yeni bir dünyanın şafağında, iflah olmaz Batıcılığı
– Atlantikçiliği ile Türkiye’yi çöken kuvvetlere mahkum etmeye gayret ettiği
için ise trajik.
[BAG, Aydınlık, 7 Mart 2018]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder