Uşak Milletvekili Dilek Akagün
Yılmaz, CHP kapalı grup toplantısında, genel başkan yardımcılığı koltuğunu
işgal eden Sezgin Tanrıkulu’na Wikileaks belgelerinde açığa çıkarılan Amerikan yazışmalarında “contact person” ve gölge CIA diye
bilinen Stratfor belgelerinde “TR705” dendiğini, bu bağlantıları açıklamak ve hakkındaki suçlamaları yanıtlamak
zorunda olduğunu dile getirmişti. Partinin genel başkanı da, disiplin kurulları
da sessiz kalmadı.
Yok, sandığınız gibi değil. Genel
Başkan, bu sözleri kulislerde dedikoduyla değil, tüm milletvekillerinin
karşısında Tanrıkulu’nun da olduğu kapalı
grup toplantısında yüzüne karşı söyleyen Dilek Akagün Yılmaz’ı disipline verdi.
Haziran 2011 genel seçimlerinde milletin vekili olmak için seçilmiş kimselerden
oluşan CHP Grup Disiplin Kurulu da Yılmaz’a uyarı cezası vermeyi uygun gördü. Tanrıkulu’ndan ne bir savunma ve
galiba ne de bir şikayet alındı. Sonrasında Sezgin Tanrıkulu insan hakları
genel başkan yardımcısı olarak, görevlerini dolu dizgin sürdürdü.
*
Geçtiğimiz günlerde, TBMM’de 15 Temmuz işgal saldırısını araştırmak için
bir Araştırma Komisyonu kurulduğu
haberini duyduk. CHP yönetimi bu komisyona dört milletvekili görevlendirmiş;
bunlardan biri de Sezgin Tanrıkulu.
Nasıl yani!
15 Temmuz, sahibinin Amerikan istihbarat servisleri olduğu iddia edilen
bir iş. 15 Temmuz gecesi şu Stratfor
adlı kuruluştan darbe yanlısı müdahaleler yapıldığı kamuoyuna mal olmuş.
15 Temmuz failinin cemaat
olduğu bilinen bir iş. İlk büyük kumpası 2005 Şemdinli davası olan bu büyük saldırının cemaat eliyle yapıldığı
artık delillendirilmiş olan her kumpas davasında, Sezgin Tanrıkulu savcıların
yanında müdahil avukat olmuş.
Şimdi, bu saldırıları araştıracak TBMM Komisyonu’nda CHP temsilcisi
olarak görevli!
*
Görevlendirmeyi partinin genel başkanı, meclisteki başkan vekilleri, grup
yönetim kurulu yapıyor. Bu nedenle sorumluluk doğrudan bu makamlara ait. Ve
elbette CHP’nin mecliste görev yapan tüm milletvekillerinin ortak sorumluluğu.
Zaten ortadaki sorun bu yüzden daha da ürkütücü.
Üzerinde bu tür suçlamalar olan kimseyi, şimdiye kadar aldığı tutumlar
nedeniyle 15 Temmuz saldırısı üzerine Türk Milleti adına araştırma yapabilecek
nesnelliğe sahip olamayacağı açık olan bu kimseyi, böyle bir işle
görevlendirmenin anlamı nedir?
AKP’den liyakat talep ederken, bunun göreve
uygun – görevde tarafsız bir görevlendirme olduğunu nasıl düşündüler? Liyakatın
askıda olduğu açık!
*
Türk siyasetinde büyük çürüme
var.
Bu sözü pekçoğumuz söylüyoruz. Çok da sık söylüyoruz. Ama söylerken bile bunun nasıl bir derinliğe ve yaygınlığa sahip olduğunu tam olarak kavradığımızı sanmıyorum.
Bu sözü pekçoğumuz söylüyoruz. Çok da sık söylüyoruz. Ama söylerken bile bunun nasıl bir derinliğe ve yaygınlığa sahip olduğunu tam olarak kavradığımızı sanmıyorum.
Ankara, siyasette etkili
olabilmek için başka devletlerin elçilikleriyle sıkı ilişki kurulmasının
zorunluluğundan dem vuran hırslılarla dolu. Hem de 19. Yüzyılın Dersaadet’ine benzetsek yanlış
olmayacağı kadar. Bu hırslılar, artık “sivil
toplum ve piyasa”nın o zamana göre çok daha fazla güçlendiği bu devirde ticaret
– sanat mahfillerinden de bolca üyeye sahipler. Bunlar hep birlikte Amerikan
televizyonlarının sonuna “Türk”ün
eklendiği, dünyanın dört bir yanında yapılan operasyonlarda görev alan
Amerikan-İngiliz-Alman gazetelerinin “dünyaca
saygın ….. gazetesi” diye onurlandırıldığı bir ortamda iş görüyorlar. Fuat Avni gibi karanlık - organize sosyal
medya hesaplarını “fenomen” ilan edip
aklayanlar, bunun yabancı istihbarat operasyonlarını yürüttüğü suratlarına
karşı söylendiğinde bile kendilerinin ne yaptıklarını fark etmeden yazıp
çizmeye devam ediyorlar.
Küreselleşiyoruz çığlıkları atıldığından bu yana böyle oldu!
Yukarıdaki sözleri söylemek ne haddimize? İçlerinden en solcularla en ileri
liberaller çıkar ve “yabancı düşmanı!”
diye üstümüze yürürler.
Aklını yitirmemiş düşüncelerde, vicdanı susmamış ahlaklarda etki ajanlığı, basbayağı ajanlık, bildiğin
casusluk olan işler, bunların ağzında özgürlükçü
demokratlık oldu.
Suna’nın
dediği gibi, liberallerin “bırakınız
yapsınlar bırakınız geçsinler” sloganından da ilerideler: “Yardım edelim yapsınlar, yol verelim
geçsinler.”
Sen yapma! Anlar da anlamazlardan olma!
(BAG, Aydınlık, 7 Ağustos 2016)
(BAG, Aydınlık, 7 Ağustos 2016)
- Söylesen, tesiri yok,
YanıtlaSil- sussan, gönül razı değil .