2019 Kurtuluş Savaşımızın, 2023
Cumhuriyetimizin 100. Yılı. 1919 – 1923,
bizim için tarihsel bir direniş ve Türk ulusunun var olma başarısını temsil
eden eşsiz bir zaman dilimi. Şimdi, bu zaman diliminin 100. yılına yürüyoruz.
Onbirinci
Kalkınma Planı, işte böyle bir zamanı, tam tamına 2019 –
2023 yıllarını kaplıyor. Planlama işine başlama emri, Başbakanlık Genelgesi’yle
29 Temmuz 2017 günlü Resmi Gazete’de yayımlandı. Kalkınma Bakanlığı, geçtiğimiz
Kasım ayında çalışmaları yönlendirecek bir elkitabı çıkardı.
Genelgede de kitapçıkta da 100. Yıla ilişkin tek
bir söz ediş yok. Hiçbir gönderme, hiçbir bağ kurma, hiçbir heyecan yok.
[İlgili metne, buraya tıklayarak bakabilirsiniz]
[İlgili metne, buraya tıklayarak bakabilirsiniz]
*
Planı yüklenenler dünyadaki yeni duruma
karşı da pek kayıtlı değiller.
Önceki planlarda küreselleşme devrindeyiz diye başlayan uzun ve atak ‘tahliller’
vardı. Şimdi öyle değil, tek söz var, o da şu: “Plan çalışmaları, küresel ölçekte yeniden dengelenme süreci devam
ederken” yapılıyor.
Dünyada ne oldu da küreselleşme demez
olduk? Yaşanan değişme bir eksen kayması değil mi? Küresel ölçekte yeniden dengelenme ne demek? Bu, küreseller içi bir
şey mi? Bunun hakkında bizim değerlendirmemiz ne? Hiçbir anlayışımız, öngörümüz
yok mu?
Yok görünüyor. Plan emri veren siyasal
irade, bu konuların üzerinde durmuyor.
Başbakanlık genelgesi, ne olduğu
açıklanmayan ‘yeniden dengelenme’nin analizini çok önemli görmüyor, bunu aynı
küreselleşme devrindeki gibi, fırsat olarak değerlendirmeyi yeterli sayıyor: “Ülkemizin bu süreçten kazançlı çıkması için
gerekli politika ve stratejilerin tespit edilmesi açısından önemli bir fırsat
olacaktır.”
*
Hazırlanan Plan’ın en temelde tek amacı
var: Ekonomik büyüme. Bu niceliksel
bir hedef, niteliksel değil. Yani mümkünse durumun yükseltilmesinden ibaret, sıçrama
ya da atılım gibi bir hedef yok. Adımcı, artımcı,
Batı dillerindeki deyişle incrementalist
işlerden biri.
Dünya ahvali bakımından derin analiz ve
bunun sonuçlarına uygun tavır belirlemek yerine ise 'fırsatları değerlendirmek’ten ibaret pragmatik iş görme hali.
*
Hedef – amaç, ölçüt, gösterge, vb. yok.
Eğer siz sözleri ayıklar da, bu hedef şu da
gösterge diyebilirseniz, bu durumda da herkesi aynı yolda yürütecek tanımlar
elde yok.
Plan hazırlığı için kurulan 43 Özel İhtisas
Komisyonu ile 32 Çalışma Grubu’nda görev alıp Türkiye için gelecek için hedefler
çizmeye çalışanlara kolay gelsin! Analizsiz, tanımsız sözde hedef belgeleriyle
çalışmanın güçlüğünü yaşayanlar bilirler.
Ama bu tür ortamların yarattığı asıl dert
Türkiye’yedir. Böyle ortamlarda örgütlü ve raporları çoktan hazır olan baskı ve
çıkar grupları, Türkiye’nin yararına aykırı olan şeyleri politika diye
benimsetmekte büyük kolaylıklar yakalarlar. Güçleri adeta tavan yapar. Bu
süreçte işleri çok kolay!
Planlama sürecini Türkiye adına sıkı
izlemek gerek.
*
Bugün yeni bir yıla giriyoruz.
Yeni bir yıla adım atarken, 2019-2023
Planı’mıza sahip çıkarak, dilediğimiz güzel, bağımsız, refah dolu, mutlu Türkiye
yıllarına emek verebiliriz.
Nice nice yıllara,
tüm sevdiklerimizle,
sağlıkla,
gönlümüzce…
[BAG, Aydınlık, 31 Aralık 2017]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder