65. Hükümet kuruldu.
Bakanlıkların başına kimler geldi konusundan daha çok ilgi çeken konu, yüksek kurullar oldu. Bunlar hükümet içindeki “küçük hükümetler”. Sayıları 10. Başkanlığını başbakan ve başbakan yardımcıları yapıyor. Üyeleri ise genel olarak, görev alanına göre belirlenmiş olan 5 bakandan oluşuyor.
Bir zamanlar çok duyduğumuz piyasa memnun, piyasa ürktü, piyasa coştu sözleri nedeniyle kaşını gözünü merak eder hale geldiğimiz piyasalar, özellikle de mali piyasalar adına konuşanlar, bu yapılanmayla çok ilgililer.
Ve öyle görünüyor ki, üzgünler.
Hürriyet Gazetesi’nde Uğur Gürses “kabinede Mehmet Şimşek’in kalması mali piyasalarda ‘makul’ ekonomi çerçevesi için bir güvence olarak görülüyordu” diye yazıyor. Ama Şimşek’in bankacılık, sermaye piyasaları, dış ticaret, planlama, reform ajandası konusunda ilk sözün sahibi olmadığını, “popülist bir çizgiyi temsil eden Nurettin Canikli” ile Başbakan Binali Yıldırım’ın öne çıktığını söylüyor. Yazara göre “kolu kanadı kesilen Şimşek’in, mali piyasalara sunabileceği hikayenin de kolu kanadı kalmadı.”
*
Bu üzüntüye neden olan şey, başbakanlığın 2016/13 sayılı genelgesi. Binali Yıldırım imzalı bu karar, hükümet işlerinin 10 yüksek kurul eliyle sürdürüleceğini ilan etti. Kurulların 5’inin başkanlığını, doğrudan Başbakan Binali Yıldırım yapacak.
Bunların 3’ünde yardımcısı Nurettin Canikli olacak. Savunma Sanayii Yüksek Kurulu, Bölgesel Gelişme Kurulu, Ekonomi Koordinasyon Kurulu.
Kurullardan 1’inde yardımcısı Mehmet Şimşek olacak, o da Özelleştirme Yüksek Kurulu.
Yüksek Planlama Kurulu’ndaki durum daha farklı. Bu kurula iki başbakan yardımcısı görevlendirilmiş: Hem Canikli, hem Şimşek. Başbakanın katılmadığı toplantılara Şimşek başkanlık edecek.
Kurullardan diğer beşinin başkanlığı, beş başbakan yardımcısı arasında dağıtılmış durumda. Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu Veysi Kaynak’ta. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (AKDTYK) Yüksek Danışma Kurulu Tuğrul Türkeş’te. Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu Numan Kurtulmuş’ta.
Reformların ve Yatırımların İzlenmesi Kurulu Nurettin Canikli, Para-Kredi Koordinasyon Kurulu ise Mehmet Şimşek başkanlığında çalışacak.
*
Tabloya bakınca, mali piyasa cenahının deyişiyle umutlarını bağladıkları “kişisel çapa”larda gerçekten de bir yerinden oynama olmuş. Endişe ettikleri şey, bundan sonra küresel piyasalara uyum ve reformlar’ın sürüp sürmeyeceği.
Onların endişeleri, bizim için umut kaynağı. Bu küresel uyumcular, 1980 ve 1990’lar boyunca yapısal uyum reformları adıyla çiftçiyi topraktan, sanayiciyi fabrikadan sürmüştü. AKP’li 2000’lerde Kemal Derviş adında somutlaşan güçlü ekonomiye geçiş dedikleri bir programla, ülke yönetimini “piyasalara devredilir” hale getirmişlerdi. Bunlar, 2010’lu yıllarla birlikte acil olanı ve olmayanıyla Eylem Planları eliyle esnek istihdam adına kölelik yasalarının sahipleri. Son 35 yıldan bu yana ülkemizin bölücülüğe, gericiliğe, küresel işgale teslimine önderlik eden bu bencil grubun şimdi sergilediği telaş, ülkemiz adına iyidir.
*
İlginç değil mi?
Mali piyasacılar böyle bir telaş sergilemeye başladığında, AKP ile birlikte bir düzine yıldan bu yana yeni-anayasa çalışmaları yapanlar, bir anda “yeni-anayasa olmaz” diye bildiriler yayımlamaya başladılar. İmzalara bakın, listenin bir ucunda mali piyasacıları öbür ucunda tescilli yeni- anayasacıları göreceksiniz. Bunlar Türksüz ve eyaletçi yeni-anayasa takipçisi liberal AB-D’cilerdir. Asıl hedefleri bakidir. Yalnızca dayandıkları sınıf huysuzlandığı için söz değiştirdiler. Elbette sözlerinin bir hükmü, bizim de onlarla ortak görülecek işimiz yoktur.
Yeni-anayasaya gerek de geçit de yok!
(BAG, Aydınlık Gazetesi, 29 Mayıs 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder