TBMM,
10 Temmuz 2014 günü bir yasa kabul etti. Sayısı 6551, adı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine
Dair Kanun idi.
Yasa
önerisi AKP’nin idi. Ama TBMM komisyonlarında en canhıraş savunucusu HDP’liler
oldu. Yasanın meclisteki patronu Beşir Atalay
idi. CHP’nin yasaya destek vereceğini Akif
Hamzaçebi ilan etmişti. Genel merkez desteği, o dönemde genel başkan
yardımcısı olan Sezgin Tanrıkulu’nun
temsiliyle gösterilmişti.
*
İçişleri
Komisyonu’nda 6 CHP üyesiydik. Bunlardan 4’ü genel merkezin talimatını kabul ettiler.
Yazıp imzaladıkları İçişleri Komisyonu raporundaki CHP şerhinde "... şüphe ve tereddütlerin TBMM Genel
Kurulun’da giderilmesinin gerektiğini düşünüyoruz" dediler. Bolu
Milletvekili Tanju Özcan ve ben (İzmir
Milletvekili Birgül Ayman Güler) genel
merkezden ve gruptan ayrılarak “red” dedik.
TBMM
Genel Kurulu’nda yasa 237 kabul oyu aldı; red
oyları 37’de kaldı. CHP milletvekillerine genel merkezden gelen talimat
oylamaya girmememizdi; yalnızca grup başkanvekili oy kullanacaktı. Ne var ki
CHP milletvekillerinden 11’i oylamaya girdi ve “kabul” oyu verdi. Yasaya 3 kişi
“red” oyu kullandık; Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmaz, Antalya Milletvekili Gürkut
Acar, İzmir Milletvekili olarak bu satırların yazarı.
CHP
yönetimindeki kliğin sisli-puslu kalmasına çalıştığı tavrı, kısmen işe yaradı. Nereden
belli? CHP tabanının“110 imza yeterli, Anayasa
Mahkemesi’ne gitsenize… demesinden…
MHP
bu girişimde bulunabilirdi. Kendi sayısı yetmiyordu ama, imzaların 110’a
tamamlanması için gayret edebilirdi. İlginçtir, kıpırdamadı. Hatta Süheyl Batum bir Anayasa Mahkemesi başvurusu
hazırlayıp imzaya açtı, bu da uyarıcı olmadı.
*
Şimdi,
iki yıl olmadan ortaya çıktı ki, bu yasa İmralı’da Abdullah Öcalan’ın “vatana
ihanet suçu işliyoruz, bunun korumasını almak lazım” hikmeti üzerine
hazırlanmış ve önce Öcalan’ın onayına sunulmuştu.
Şimdi
açıkça görüldü ki, ‘akil adamlar’ın
ortaya saçıldığı ‘çözüm süreci’ zamanında,
PKK yalnızca ‘müzakere’ değil, aynı
zamanda kentlerimizle kasabalarımıza silah
ve bomba yığınağı yapmıştı. Bütün bunları yapanlar ve yapılmasına göz
yumanlar, 6551 sayılı yasa ile kendilerini ‘yasal koruma altına alan yasa’yla içlerini rahatlatmışlardı.
*
Bu
yasanın başka hedefleri de vardı:
Çözüm
süreci adı verilen ve şimdi sonuçlarını Ankara’nın göbeğinde patlatılan canlı
bombalarda yaşadığımız teröre taviz ve
teslimiyet sürecine bir bütün olarak TBMM’ni ortak etmek…
CHP
yönetimine yerleşmiş olan kliğin “çözümün
adresi TBMM’dir” diye özetlediği sözde çözüm yolu, zihinleri bu göreve bağlama
işlevi görmüştü.
Çünkü
‘müzakerecilik’ bir kez TBMM çatısı altına sokulursa, PKK ile destekçi ve
ortaklarının istediği düzenlemeler bir odadan diğerine taşınıverecek, müzakere
protokollerinin “yeni anayasa hükümleri”
haline getirilmesi çok kolay olacaktı.
*
Bu
sürecin ulus ve toprak bütünlüğümüzü hedef aldığı bu denli açıkken, süreci TBMM
çatısı altına sokan ve sahiplerine koruma getiren yasaya destek vermiş
sorumluların, 18 Mart 2016 günü “Çanakkale
Geçilmez” mesajları atmaları pek can yakıcıdır.
Hem
dünkü hem bugünkü şehitlere büyük saygısızlıktır.
6551…
Adeta turnusol kağıdıdır.
NOT: İlgilenmek
isteyenler için, 6551 sayılı yasaya ait İçişleri Komisyonu Raporu ve muhalefet
şerhleri şu adrestedir: https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss629.pdf
(BAG, Yeni Adana Gazetesi, 21 Mart 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder