2012
yılının sonlarında bir kriz patlak vermişti. Ziraat Bankası’nın başındaki T.C. unvanı kaldırılıyordu. Yurttaşlar
bilgi edinme hakkını kullandı, milletvekilleri ilgili bakanlara soru önergeleri
verdiler. Önce “yok böyle bir şey”
gibi sözler gevelendi, sonra “ticari
işletme isminin müşteri belleğinde uzun süre kalması için siliyoruz” dendi.
Ne
var ki uygulama ticari işletmeyi aştı; bankalardan sağlık bakanlığına sıçradı. Bakan Müezzinoğlu, sağlık kurumlarının
tabelalarından T.C. yazısının silinmesini istemişti. 2013 yılının başında
kamuoyu ayaklandı.
2013
yılının Nisan ayı geldiğinde, gazeteler 32
milyon facebook kullanıcısından 9 milyonunun kendi profil isimlerinin
başına T.C. eklediğini haber verdi. Halk “siz
hangi hakla nereden neyi siliyorsunuz?” diyordu. Bu sahiplenme, simgelerden
hareketle ulusal ilkelere olan aktif gönül bağının yaygınlığını ve gücünü
gösteriyordu.
*
2016
yılına geldik. T.C. simgesine devasa bir koruma kalkanı kuranlar, bu kez anayasadan
Türk Vatandaşlığı’nın silinmesi tehdidiyle karşılaştılar. AKP ve HDP’nin
anlaştığı, CHP yönetiminin de bu anlaşmaya katıldığı ortaya çıktı.
Bunlar
anayasanın 66. Maddesinde yazılı “Türk Vatandaşlığı”nı anayasadan çıkaracaklar.
Peki yerine ne yazacaklar dersiniz?
Vardıkları
anlaşmaya göre, daha iki yıl önce “silemezsiniz” diye ayaklandığımız sözü
yazacaklar: “Türkiye Cumhuriyeti
Vatandaşı”…
Yoksa
iki yıl gecikmeyle büyük bir zafer mi elde ediyoruz? Öyle sahip çıktık ki,
bırak tabelalardan sökmeyi, T.C. anayasada başköşeye yerleşerek dokunulmaz mı
olacak?
*
Zaman
zaman ulusalcıların ağzından bile duyabildiğimiz “ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak….” sözünün geri
planında böyle bir şey var. T.C. demeyi, karşımızda T.C. görmeyi, onu kendi
adımızın önüne eklemeyi seviyoruz.
Gelin
görün ki, şimdi hem de tabelalardan değil, Anayasa’dan
silinmek istenen şey “Türk Vatandaşlığı.” Yani, egemenlik hakkına kayıtsız
ve şartsız olarak sahip olan Türk
Milleti’nin yapıtaşı ve ulusal dilin
Türkçe olduğunu tayin eden temel
sıfatımız, anayasadan silinmek isteniyor.
Eğer
bunun yerine “T.C. Vatandaşlığı” getirilirse, Leyla Zana’nın dediği ve yeminini
geçersiz kılan “Türkiye Milleti” gibi
sıfatlar gündeme gelecek.
Eğer
bunun yerine T.C. Vatandaşlığı getirilirse, ulusal-resmi dilimiz Türkçe
tahtından edilecek; ortaya “çok-resmi
dilliliği kabul” etmiş bir sistem çıkacak.
Eğer
bunun yerine T.C. Vatandaşlığı getirilirse, etnik kimliklere statü verilecek; çok-etnisiteli bir sistem kurmak
isteyenler muratlarına erecekler.
*
İnsanın
aklına ister istemez takılıyor: Banka ve bakanlık kurumlarının tabelalarından T.C.’nin kaldırılması, bilinçli olarak
yapılmış bir iş miydi? Bilmiyorum. Pek sanmıyorum. Ama yine de bu soruyu
aklımda tutmaya devam edeceğim.
Bildiğim
şu ki, bugün Anayasa’dan Türk Vatandaşlığı’nı silip ulusal/milli devleti
ortadan kaldırmak amacı doğrultusunda yürüyenler, bu olaydan çok
yararlanıyorlar.
Dikkat etmeliyiz: İki
yıl önce T.C. sıfatını korumak için kurduğumuz büyük kalkan, Türk’ü silmek
isteyenlerin vurucu aletine dönüşmesin. Biz
T.C. vatandaşı değil, Türk Vatandaşıyız. Öyle de kalacağız.
BAG, Yeni Adana, 01.Şubat.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder