Başkanlık rejimi, statücü ve özerkçi düşmanlığın örtüsü...
2016 Anayasa Uzlaşma Komisyonu, aynı düşmanlığa meşruiyet sağlama masası...
MHP temsilcilerinin böyle bir masa için sergilediği gönüllülük ise, tarihin not ettiği ve biz Türk vatandaşlarının hayretle tanık olduğumuz bir durum…
*
Statü, etnik
kimliklere dayalı bir anayasa isteğinin adı.
Statücüler isteklerine “eşit vatandaşlık
anlayışı” diyorlar; doğru adı “etnik
vatandaşlık” zihniyeti… İsteklerinin gerçekleşmesi için atılması zorunlu
olan bir adım var. Buna göre, Anayasa’da Türk vatandaşlığı (madde 66) ve Türk
Milletinin egemenliği (madde 6) olmamalı. Türk vatandaşlığı yerine ya “türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı” ya “türkiye vatandaşlığı” yazılabilir; ya
da hiçbir şey yazılmayabilir.
Statücünün amacına üçü de hizmet eder. Türk
Milleti yerine ise, Leyla Zana’nın yemin töreninde açık ettiği üzere “türkiye milleti” gibi bir şey
yazılabilir ya da AKP yöneticilerinin yaptığı gibi “isimsiz millet” denip
geçilir.
*
Statücüler, PKK ve çevresi, etnik bölünme isteklerini “TC vatandaşlığı”yla gerçekleştirme
çabasındalar. Bu formül AKP yöneticileriyle CHP’nin tepesindeki klik tarafından
da destekleniyor. Yani Türk, anayasadan TC
ile silinecek.
İlginç bir durum… Çünkü bizim 2012-2013 yıllarımız, Ziraat
Bankasından ve Sağlık Bakanlığı kurumlarından TC simgesini kaldırmaya
kalkışanlara haddini bildirmekle geçmişti. Toplam 32 milyon facebook kullanıcısından 9 milyonu, adlarının önüne TC
yazmıştı.
Tabelalardaki TC’yi bağrına basan bizler, şimdi TC’nin
anayasaya gireceğini duyuyoruz, bu savunma ateşiyle “ben bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak…” diyerek meydan
okuduğumuzu sanıyoruz.
Ne var ki zaman geçti, saldırganın elindeki aletler
değişti. Şimdi TC sözü, anayasadan Türk sözünü silmek için kullanılıyor. Bizim
TC simgesine kitlesel sahip çıkışımızın hoşumuza giden hatırası, saldırganın
işini kolaylaştırıyor. Şimdi “ben türkiye
cumhuriyeti vatandaşı olarak…” demek, aldanıp teslim olmak anlamına
geliyor. Meydan okumanın adı, artık, “ben
bir Türk Vatandaşı olarak….” cümlesi oldu.
*
Özerklik, federal
devlet oluşturulması isteğinin şifresi. Bu
cephenin müttefiklerinden en hafifleri, yerel yönetimleri güçlendirmekten ve
yerel demokrasiden söz ederek ısındırma hareketleri yaptırıyorlar. Isındırmanın
ikinci aşamasına, “Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı’nın tüm çekincelerini kaldırmak”tan söz ederek
devam ediyorlar. İlk adımlar olarak, anayasaya yerel yönetimlerin idari ve mali özerk birimler olduğunu yazmanın ve buna dayanarak anayasadan
merkezin yerel üstündeki denetimi anlamına gelen idari vesayet yetkisini kaldırmanın yollarını hazırlıyorlar.
Özerklikten söz eden PKK ve çevresi, Türkiye’nin bölgelere
ayrılmasını istiyorlar. HDP’nin ağzında bütün Türkiye’de bölgeleşmeye gidilmesi ve bölgesel resmi diller yaratılması isteği
var.
PKK adına konuşan kimileri ise “ortak vatan”dan söz ediyorlar; bunun Türkiye ve Kürdistan olduğunu ilan ediyorlar. Buna göre ağızlardan
dökülen şey, Türkiye için çok-bölgeli değil iki devletli bir federal sistem
tasarımı.
Yine PKK ve çevresinden yükselen seslerden biri, 2003
yılından bu yana, “demokratik
konfederalizm” diye bir hedef gösteriyor. Buna göre taleplerin alanı
yalnızca Türkiye değil. Türkiye’nin yanısıra Irak, İran ve Suriye’den “özerklik”
üzerinden koparılacak dört parçanın kendi aralarındaki konfederal birliği.
En hafifinden en ağırına bu söz ve taleplerin her biri, ayrılıkçılık hedefinin hizmetkarları
olarak karşımıza çıkıyor.
*
Bölücülüğün ve ayrılıkçılığın, AB-D desteğiyle silahlı-hendekli
saldırganlığı karşısında “insanlar
anadillerinde şarkı söylemesin mi?” diyenlere, “hizmetler halka en yakın birimlerde verilmesin mi?” ya da “yerel halk kendi kendini yönetmesin mi?”
diyenlere, artık tek sözümüz var: Hadi
canım sen de!
*
Başkanlık rejimi bu statücü ve özerkçi düşmanlığın örtüsü, 2016 Anayasa Uzlaşma Komisyonu aynı
düşmanlığa meşruiyet sağlama masasıdır. MHP
temsilcilerinin böyle bir masa için sergilediği gönüllülük ise, tarihin not
ettiği ve biz Türk vatandaşlarının hayretle tanık olduğumuz bir durum…
[BAG, Aydınlık Gazetesi, 21 Şubat 2016]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder